30 Kasım 2010 Salı

Vanilya Şekeri Ve Vanilya Özütü



Bir aydır pişirdiğim tatlılarda vanilya kullanmamıştım. Çünkü mutfağımda vanilya şekeri ve vanilya özütü kalmamıştı. Marketlerden aldığımız paket vanilya hem sentetik, hem de içinde katkı maddeleri bulunuyor. Taze çubuk vanilyayı da her yerde bulamıyorum. Sonunda bugün çubuk vanilya satın aldım, vanilya şekeri ve vanilya özütünü elemeğimle ürettim. Bana yapımı en uygun gelen Dokuzuncubulut' un tarifini uyguladım
Yaptığımız işlere zaman ayırdıkça ve işimizle ilgili yazılar okudukça ne çok şey öğreniyoruz. Vanilya çubuğundan üretilenler de böyle birşey.
Dört adet vanilya çubuğunun birbuçuk tanesiyle vanilya şekeri yaptım.  Küçük bir kavanoza 300 gram toz şeker koydum. Vanilya çubuklarını bıçakla boylamasına çizerek içindeki siyah çekirdeklerinin ortaya çıkmasını sağladım. Sonra küçük parçalara böldüm ve kavanozdaki toz şekerle karıştırdım. Kavanozun kapağını kapatarak iki saat beklettim. Daha sonra kavanozdaki vanilya çubuklu toz şekeri mutfak robotunda çektim. İçinde minik vanilya taneleri olan pudra şekeri elde ettim. Bir hafta vanilya kokusunun şekere iyice geçmesini bekleyeceğim. Sonra ince bir tel süzgüden geçirip kullanmaya başlayacağım. Eğer siz de sentetik vanilya kullanmak istemiyor ve işin kolayına kaçmıyorsanız vanilya şekeri yapabilirsiniz. Serin ve kuru bir yerde muhafaza edersek iki yıl bile dayanabilecek bir karışım bu. 
Kalan vanilya çubuklarını da daha önce yaptığım gibi bıçakla boyuna doğru kestim. İçindeki çekirdeklerin ortaya çıkmasını sağladım. Koyu renkli bir şişeye bir su bardağı votka doldurdum. Tarçın özütünde yaptığım işlemin aynısını uyguladım. Tarçın özütünü bir hafta sonra kullanmıştım. Ama vanilya özütünü karanlık bir yerde ara sıra çalkalayarak iki ay beklettikten sonra kullanabileceğim. Bu süreçte vanilya özütü kullanamayacağım için, tatlılarda vanilya şekerini kullanacağım. Mutfak yaşamımda tadını ve kokusunu çok sevdiğim vanilya hakkında bilgimi aktarmak istiyorum sizlere.
Vanilya bitkisi Madagaskar, Meksika, Cava ve Antillerde yetişen salepgiller familyasından olan bir bitkidir. Meyveleri 15-20 cm uzunlukta tadı acı kokusu özeldir. Dünya üzerinde 150 çeşit vanilya türü vardır. Vanilya ekiminden üç yıl sonra ilk ürünü vermektedir. Çubuklar yeşil meyve halindeyken yaklaşık dokuz ay tadını alması için bekler. Meyve koparıldıktan sonra güneşte kurutulur. Kuruma sırasında meyve %20 oranında küçülür. İşlendikten sonra bir iki ay dinlenmeye bırakılır. Vanilyanın yetiştirilmesi , ekimi ve polenleme işlemi hiç bir makine kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan tamamen elle yapılır. Dünyada safrandan sonra en pahalı ikinci baharattır (kaynak vikipedi).

28 Kasım 2010 Pazar

Armut Kurabiye





Ailemde "armutlu kurabiye" dense de şeklinden başka armutla ilgisi olmayan bir kurabiye bu. Ama her aileye  özgü geleneksel bir tatlı olduğuna eminim. Örneğin ailemizde tüm özel günlerde "armutlu kurabiye" mutlaka vardır. Annemin yirmi beş yıllık komşusu Cemile ablanın tarifi bu. En büyük özelliği küllü su olmadan olmuyor. Meşe odununun külünü kavanoza koyup üzerine su dolduruyoruz ve bekletiyoruz. Tatlı hamurlarında kullandıkça üzerine su ekliyoruz. Kullanmadan önce kavanozu çalkalamamaya dikkat ediyoruz. Anneannemin küllü su olmadan kalburbasma yaptığını görmedim. Teknik olarak ne işe yarıyor? Kabarmasına ve gevrek bir hamur olmasına yarıyor. Anneennem, babaannem, tüm dostlarımızın büyük kadınları tatlılarda kullanıyorlardı. Bana da onlardan geçen bir mutfak öğretisi.
Armut kurabiye piştikten sonra da işlem görüyor. Ama ben böylesini de çok beğeniyorum. 

MALZEMELERİ:
Hamuru:
125 gram margarin (ertilip soğutulmuş)
145 gram mısır özü yağı
165 gram küllü su
600 gram un
7 gram karbonat
İç malzemesi:
130 gram şeker
60 gram ceviz
1 çay kaşığı tarçın
1 yumurta akının yarısı
YAPILIŞI:
1- Hamur malzemelerinin hepsini bir kaba koyup 5 dakika yoğuralım. Hamurun üstünü örtüp bir saat bekletelim.
2- İç malzemesini bir kapta karıştıralım. Yumurta akını iyice yedirelim.
3- Hamurları 45 gram büyüklükte bezelere ayıralım. Bezeleri masada yuvarlak olarak açıp içine bir tatlı kaşığı iç malzemesi koyalım. Hamurun kenarlarını üstte toplayıp kapatalım. Ve yukarıya doğru ucunu inceltip armut şekli verelim. Sap kısmına ve dibine birer karanfil yerleştirelim.
4- 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 40 dakika (hafif altın sarısı oluncaya kadar) pişirelim.


İç malzemesi yumurta akından dolayı iyice kıvamlı oluyor. Karışımın içinde meyve olmasa da elmalı kurabiyenin iç malzemesinin tadını aldım. Bu hamurdan birçok şerbetli tatlı denenebilir.

Ispanaklı Kek




Havuçlu kek olur da ıspanaklı kek olmaz mı? derken, annemin neredeyse ellibeş yıllık yemek tarifi defterinde ıspanaklı kek gözüme ilişti. Annemin hala kızı Belkıs ablanın yaptığı bir kekmiş. Lezzetini hatırlayamadı ama, ben güzel olduğuna inandım. Hemen uygulamaya giriştim. Ispanağın  şeker ve fındıkla uyum sağlayacağını düşündüm. Ispanak ve ceviz uyumu daha hoştur ama, son cevizimi de armut kurabiyesinde kullanmıştım. Sonuca gelirsek inanamadığım kadar güzel bir kek. Son zamanlarda bu kadar değişik lezzette bir kek yemediğimi düşünüyorum. Ispanağı seviyorsanız, hiç düşünmeyin diyorum. Ispanak sevmeyen çocuklarınız bile bu kekin içinde ıspanak olduğunu anlamadan yiyeceklerdir. Buna emin olmalısınız!


MALZEMELERİ:
240 gram şeker
4 yumurta
250 gram un
250 gram ıspanak (çok ince kıyılmış)
150 gram sıvı yağ (ben mısır özü kullandım)
1 adet kabartma tozu
50 gram fındık (ceviz veya badem de olabilir)

YAPILIŞI:
1- Kek yapımına başlamadan önce ıspanağı yıkayalım ve maydonoz doğrar gibi çok ince doğrayalım. Süzgüye koyup suyunu sıkalım. Ispanağı süzgüde suyunun süzülmesi için yarım saat bekletelim.
2- Yumurtaları ve şekeri 7 dakika çırpalım.
3- Sıvıyağı ekleyip bir dakika daha çırpalım.
4- Un ve kabartma tozunu karıştıralım ve yumurtalı karışıma ekleyelim. Tahta bir kaşıkla un kayboluncaya kadar karıştıralım. Ispanak ve kırık fındığı ekleyelim. Bir iki kez karıştırdıktan sonra 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 45 dakika pişirelim (fırın farklılıklarını da düşünerek 35-40 dakika sonra bir bıçak veya kürdan batırıp kontrol etmek en uygunu oluyor).




25 Kasım 2010 Perşembe

Karışık Meyveli Turta 2



Karışık Meyveli Turta hamurunu daha önce de denemiştim. İlk yaptığım hamurun üzerine meyve olarak armut, elma, mandalin ve portakal  koymuştum. Meyvelerin üzerini de damla çikolata, kırık ceviz ve toz badem ile süslemiştim. Bugün yaptığım turtanın üzerinde meyve olarak armut, kivi, portakal, muz ve kızılcık var. Ve yuvarlak tart kalıbında pişirdim. Meyvelerin üzerine de sadece ikiye bölünmüş ceviz kullandım. Her biri değişik reçeteli iki turta gibi oldu. Bunu da rahatlıkla deneyebilirsiniz.

23 Kasım 2010 Salı

Pekmezli Muffin Hamuru


Bu güne kadar yaptığım en güzel muffin hamuru bu oldu. Pekmezli olduğu için gönül rahatlığıyla hazırlayıp pişirdiğim muffinin tarifini vereceğim sizlere. Bu aralar şeker yerine köyden gelen pekmezimi kullanıyorum. Zaten tuz, şeker ve beyaz undan olabildiğince kaçıyorum.
Ekmek serüvenim de giderek büyüyor ve daha sağlıklı hale geliyor. Örneğin üç kez değişik reçetelerle mısır ekmeği pişirmiştim. Bugün ekmeğin hamurunu şeker yerine pekmez kullanarak hazırladım. Mısır ekmeğimin lezzeti giderek daha iyi oluyor. Yine de geleneksel lezzetinden uzaklaşmamaya çalışarak yapıyorum reçetelerimi. Araştırma ve uygulama merakım sayesinde hep iyiye gidiyor beslenme biçimim. Aşağıda yazdıklarımı bile bile şeker kullanmak çok üzüyor beni. Keşke sürekli pekmez veya bal kullanarak yapabilsem tatlılarımı. Örneğin kek ve muffinlerde şekeri çok az kullanarak kuru meyveleri çoğaltıyorum.
Oğluşum "neden pekmez kullanıyorsun, şekerden ne farkı var?" diye sorunca bildiğim konuda bile cevap veremediğimi gördüm. Çoğu şeyi biliriz, ama anlatamayız ya! Ben de bunun üzerine iyice öğrenip yazmak istedim. Birbirimize sorsak pekmezi bilmeyen yoktur. Nasıl yapılıyor dersek kesinlikle anlatamayız. Ben bugün biliyor sandığımız pekmez yapımından bahsetmek istiyorum.
Pekmez hem çok iyi bir enerji hem mineral kaynağı. Kalsiyum, demir, potasyum, krom ve magnezyum deposu. Pekmez üzümün dışında dut, elma, armut gibi meyvelerden de yapılıyor. Meyvelerin suyu çıkarıldıktan sonra 50-60 derecede 15 dakika kaynatılıyor, sonra pekmez toprağı katılıyor. Pekmez toprağının kullanma ölçüsü Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenmiş. Bu işleme kestirme deniyor. Kestirilen şıra 45 saat gibi dinlendiriliyor. Sonra kaynama kazanlarında uzunca bir zaman kaynatılıyor. Kaynatma üstü açık kaplarda yapılıyor. Kaynadıkça buharlaşıyor meyvenin kendi şekeriyle koyulaşıyor.
Bu pekmeze "tatlı cıvık" pekmez deniyor. "Günbalı" denilen pekmez de pekmez toprağı eklenmiş ve 45 saat dinlendirilmiş şıranın geniş kaplarda güneşte buharlaşmasıyla oluyor.
Katı pekmez için Tarım ve Köyişleri bakanlığının önerdiği maya kullanılıyor. Maya eklenip sürekli karıştırılan pekmez birgün bekletiliyor ve paketleniyor. Özellikle Kilis bir ve bir buçuk kilogramlık  kutularda üretilen katı pekmez ile ünlüdür.
Rafine şeker kullanmaktan kaçınmamın diğer sebebi şeker kamışı ve şeker pancarının tatlı özsularının kireç, karbonik asit ve kimyasallarla işlendikten sonra ölü bir besin haline gelmesindendir. Sindirimi, detokslanması ve vücuttan atılması sırasında vücutta bulunan değerli vitamin ve mineralleri de tüketiyor.
Pekmezli muffini küçük kalıplarda yapmadım bugün. Büyük tart kalıbında yapmayı tercih ettim. Çünkü aynı anda fırınna girecek üç tepsim daha vardı. Şimdi malzemelerini ve yapılışını veriyorum.

MALZEMELERİ:
140 gram pekmez
115 gram süt
100 gram ayran
2 adet yumurta
125 gram tereyağı
270 gram un
7 gram karbonat
40 gram damla çikolata
10 gram hindistan cevizi
1 çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı mahlep
1 çay kaşığı muskat
1 tutam tuz

YAPILIŞI:
1- Süt, tereyağı, pekmez, ayran, yumurtaları birlikte 5 dakika çırpalım.
2- Unu eleyelim, karbonat ve tuzla karıştırıp, yumurtalı hamura ekleyelim. Tahta kaşıkla çok az karıştırıp, damla çikolata ve diğerlerini ekleyelim.
3- Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 30 dakika pişirelim. Benim aldığım tarifte 15 dakika yazıyor ama ben 30 dakika sonra hamur kürdana bulaşmayınca fırını kapattım.




22 Kasım 2010 Pazartesi

Fırında Mücver



Kabak mücveri sevdiğim yemeklerin başında geliyor. Bugüne kadar kabak mücveri sevmeyen görmedim diyebilirim. Yemek yapımında kızartma tekniğini sağlıklı bulmadığımdan mücveri bol malzeme kullanarak fırında pişirdim. Üstelik kızartma yağı derdinden ve pisliğinden kurtulmuş oluyorum. Çalışan kadınların bile eve geldikten sonra kolayca ve zahmetsizce hazırlayabileceği bir hamur karışımı. Üstelik fırında pişme sürecinde başka işlere zaman bile kalabilir.
Mücver sadece Türkiye'ye özgü bir yemek değil. Mücver sanılanın aksine sadece kabaktan yapılabilen bir yemek türü değildir. Mücver bir yemek pişirme tekniğidir. Örneğin ABD' nin güneyinde mısırdan yapılan "sweetcorn fritter" mücverin bir başka şekli. Un yumurta ve karbonat mücverin olmazsa olmazları. Un yerine kırıntı ekmek kullanmak isteğe göre değişebilir. Mücver yapımında dikkat edilmesi gereken  konu; un ayarı. Eğer unu fazla gelirse kullandığımız sebzenin kokusu kalmıyor, un kokusu ağır basıyor (ben Arman Hoca' nın makalelerinden ve Vikipedi' den okuyup öğrenmeye ve size aktarmaya çalışıyorum). Başka ülkelerin mutfaklarında yapılan beignet, fritter, latke, draniki ismiyle geçen yemekler mücver tekniğiyle yapılan yemeklerdir. Şimdi tarifimi yazıyor ve çok beğeneceğinizi umuyorum.



MALZEMELERİ:
1 kilogram kabak
200 gram temizlenmiş ağırlıkta soğan
200 gram çökelek
5 adet yumurta
200 gram un
1 demet dereotu
10 gram tuz
10 gram karbonat
Karabiber ve nane(ben yaş nane kullandım)
40 gram zeytinyağı
YAPILIŞI:
1- Kabağı rendenin iri tarafınla rendeleyelim ve suyunun süzülmesi için süzgüye alalım. Yarım saat kadar arada suyunu sıkarak bekletelim.
2- Soğanları soyup rendeleyelim, dereotunu çok ince kıyalım. Ve karbonat dışında tüm malzemeleri kek hamuru gibi hazırlayalım. En son karbonatı ekleyip biraz daha karıştıralım. Hamuru 25x 35 boyutlarında yağlanmış  tepsiye boşaltalım ve önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 45 dakika pişirelim.


Çikolata Soslu Cheesecake


Başlık yazımın Cheesecake yerine Peynir Keki olmasını isterdim. Çünkü trende göre isim kullanmayı hiç benimseyemedim. Arman Hoca'nın peynir keki yazı dizisini okuduktan sonra düşüncemin yandaşı olduğuna çok sevindim.
Geçen yıl bana özel kurs vermeyi kabul eden Chef's Mutfak Atölyesinde New York tarzı cheesecake yapımını öğrenmiştim. Yani fırında 60-70 dakika pişirilen peynir keki. İngiliz üslubu, yani jöleyle dondurulan,  pişirilmeden hazırlanan diğer tarifi hiç benimsemedim. Tatlı kursuna gitmek istememin nedeni profesyonellerden, profesyonel tatlı ve pasta yapımını öğrenmekti. Öğrendiklerimi  mekan mutfağımda uygulayıp, tatlı menümü zenginleştirmekti.
Tatlı menüsünü oluşturduktan sonra uzun zaman cheesecake hakkında açıklama yapmak zorunda kaldım. Dünya mutfaklarında cheese cake, kek olarak kabul edilmiyor. Yumurta bazlı tatlılar arasında sayılıyor. Cheesecake sözü ağızlardan düşmüyor, nerede daha iyisinin olduğu konuşuluyor ama, kimse nasıl yapıldığını merak etmiyordu. Benim yaptığım reçete beğeniliyor ama pişmiş olması garip geliyordu.
Arman Kırım 12 Ağustos 2007 tarihli yazısında ''İngiliz usulü peynir kekleri böyle köpüksü oluyor. Ama köpüksü ve hafif dokulular kabul edilmez. İyi bir peynir kekinin sıkı bir dokusu olmalıdır. Özellikle New York usulü pişen peynirli keklerde orta doku kalın olmalıdır" diye yazıyor.
Benim yaptığım peynir kekinin taban kısmı  değişik geliyor herkese, çünkü toz bademle yapılıyor. Cheesecake severler bisküvili taban kekine alışmışlar.
Mutfakta bu kadar zaman geçiren biri olarak, blogumda bugüne dek neden bu yumurta bazlı tatlıyı yapmadığımı anlatabildiğimi umuyorum. Bugün benim tarifime yakın ama teknik olarak farklı olan bir peynir keki yapmaya karar verdim. Arman Hoca'nın yazdığı bir tarif. Benim reçetemde yumurta akları ve sarıları ayrı çırpılıp birbirleriyle karıştırılıyor. Bugün yaptığım peynir kekinde tüm malzeme sırasıyle eklenerek çırpılıyor. Ama uyulması gereken ortak kural, piştikten bir gün sonra yenmesi.

MALZEMELERİ:
Taban keki:
50 gram toz badem
85 gram toz şeker
115 gram un
20 gram kakao
115 gram tereyağı
Malzemelerin hepsini birlikte yoğuralım. 20 cm çapında kasnağa döşeyelim. Yanlarını 1,5 cm yükseltelim. Muntazam kabarması için çatal veya bıçakla çizikler atalım. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 13 dakika pişirelim.
Yumurtalı Peynirli Karışım:
400 gram mascarpone peynir
300 gram pınar labne peynir
25 gram mısır nişastası
3 yumurta
115 gram toz şeker
10 gram tarçın özütü
Peynirleri ve şekeri 5 dakika çırpalım. Nişastayı, ardından yumurtaları tek tek ekleyip çırpmaya devam edelim. 10 gram tarçın özütü ( beğeninize göre likör çeşidi olabilir) ekleyip kasnakta ılınan kekin üzerine dökelim.  160 derecede önceden ısıtılmış fırında 10 dakika pişirelim. Fırını 110 dereceye indirelim ve 65 dakika daha pişirelim. Pişirme işlemi bittikten sonra fırının kapağını aralayarak iki saat fırın rafında ılınmasını bekleyelim.
Üst Çikolata sosu:
Bir çorba kaşığı tereyağını eritelim. Erimiş sıcak tereyayağına bitter kuvertür çikolatayı ekleyerek eriyinceye kadar karıştıralım. Ve bu sosu soğutulup dilimlenmiş peynir keki dilimlerinin üzerine dökelim.

 Peynir keki gibi tatlılarda bu kasnaklar çok kullanışlı oluyor. Dışından folyo kağıt ile kaplanıyor.
Taban keki için metrodan aldığım bir kiloluk toz bademi kullanıyorum.


21 Kasım 2010 Pazar

Mısır Unlu Ekmek 3




Dünden bu yana mısır unlu ekmek yapımı krizine girmiş bulunmaktayım. Oğluşum mısır unlu ekmek tadının kendine uygun olmadığını söyleyerek, yükten kurtuldu. Biz beğendik ama, dün ikinci kez yaptığım beyaz un ve mısır unuyla karışık olan hamur da içime sinmedi. Çünkü evde ekmek yapmamın amacı ekmeklerde beyaz un kullanmamak. Samsundan gelen tarif de sadece mısır unu kullanılmış. Üstelik kavrulmuş ve kavrulmamış iki çeşit un karıştırılıyor. Şimdi sadece mısır unu kullandım, yani gönlüm rahat. Oğluşuma da kepekli undan ekmek pişirdim. Herkesin keyfi olmuş oldu. Yarın ekmek yapımı yok. Çünkü iki günlük ekmeğimiz hazır durumda. Mısır unlu ekmek çok lezzetli oldu. Evde ekmek yapmayı sevenler ve un kalitesine önem verenler mutlaka denemeli diyorum.

MALZEMELERİ:
150 gram kavrulmuş mısır unu
150 gram beyaz mısır unu
15 gram toz şeker
2 yumurta
10 gram tuz
7 gram karbonat
250 gram süt
100 gram su
80 gram zeytinyağı
Yapılışı:
1- yumurtaları ve şekeri beş dakika çırpalım. Çırpacağın devrini azaltarak sırasıyla süt, zeytinyağı, su, tuz, un ve karbonatı ekleyerek çırpmaya devam edelim.
2- Üzerine fırçayla ılık süt sürelim. İsteğe göre çörekotu veya susam serpelim.
3- 180 derecede ısıtılmış fırında 45 dakika pişirelim. Piştiğini kontrol etmek için kürdan veya bıçak batıralım.
Soldaki mısır unu kavrulduğu için daha koyu renk. Sağdaki kavrulmamış olan daha beyaz.
Aşağıdaki fotoğraf kepekli undan yaptığım küçük ekmeklere ait.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Mısır Unlu Ekmek


Samsun' dan gelen mısır unlarından ekmek yapmazsam olur mu diyerek, Hayriye hanımın (anneanne) gönderdiği ekmek reçetesini uyguladım. Nasıl yapıldığını görmedim, bu nedenle hamurun kıvamını bilmiyorum. Piştiğinde çok başarılı olmadı. Hamuru tariflendiği gibi  üç saat beklettim. Fırına  atmadan beş dakika önce karbonatı ekledim. Ben galiba telefonda verilen tarifi tam anlayamadım. Belki sütünü az ekledim. Çok yassı oldu bayat ekmek gibi ufalandı.
Ekmeğim başarılı olmadı ya deli oldum. Sonra hiç üşenmeden bir daha kendi ölçülerime göre hamur hazırladım. İki reçete arasındaki farkı anlamak için Hayriye hanımın da bu tarifi uygulaması gerekiyor. Çünkü yıllardır bu ekmeği yapan kendileri. Hangisinin iyi olduğuna Hayriye hanım karar verecek. Benim boynum da kıldan ince olacak.
Şimdi yazacağım reçete benim ekmek reçetem.
MALZEMELERİ:
300 gram mısır unu
100 gram beyaz un
150 gram süt
50 gram su
7 gram tuz
3 yumurta
7 gram karbonat
30 gram zeytinyağı
30 gram tereyağı
15 gram toz şeker
Önce yumurtaları mikserle çırpalım. Sonra şekeri ve tuzu ekleyerek çırpmaya devam edelim (yumurtalar az çırpılırsa pişince kokuyor). Daha sonra tüm malzemeleri ekleyelim ve karıştırmaya devam edelim. Kek hamuru kıvamında olması gerekiyor. !80 derece önceden ısıtılmış fırında 35-40 dakika pişirelim. Piştiğini anlamak için kürdan batıralım. Kürdan hamura bulaşmadığında fırından çıkarabiliriz. Afiyet olsun.
Bu kadar mısır unu varken kimbilir daha ne çok reçete deneyeceğim. Taa kiii en iyisine ulaşıncaya kadar...


Bu ekmekler kız kuzumun dediğine göre; pasta gibilermiş. İlk yaptığım anneanne tarifi ekmeğin, gerçek mısır ekmeği lezzetinde olduğu kanaatinde.



Hayriye Hanımcım böyle parçalandı ilk yaptığım ekmek. Galiba un çok geldi. Çünkü ikinci yaptığımın kıvamı kek hamuru gibiydi. Bu tarifi mutlaka deneyin.

Yumurtalı Göçmen Çökeleği




Köyden çökelek gelir de ben dururmuyum? Önce taze soğan  ve bahçe biberlerini ince ince doğradım. Çok az zeytinyağı koyduğum tavada beş dakika kavurdum. Kabukları soyulmuş ve kuşbaşı doğranmış iki adet domatesi de ekledim. Domatesler suyunu çekince çökeleği ilave ettim (tavada ezmek zor olduğundan önceden iyize ezdim çatalla). Pişen malzemeler ve çökelek karışınca dört adet yumurta kırdım. Yumurtaların çok pişmiş halini sevmediğim için akları pişince ocağı kapattım. Sarıları lop olarak pişmiş yumurta çok güzel görünmüyor bana.Taze nane yaprakları ekleyerek servise sundum. Bol proteinli harika bir sabah kahvaltısı oldu.


Köyden Gelenler



Biberler ekrandan fırlayacakmış gibi görünüyorlar. Çoğunu temizleyip derin dondurucuya kaldırdım.

Özen ve Özden hanım ilkokulunuzu tanıdınız mı?
Bu fotoğrafları Kertme Köyünün internet sayfasından buldum.


Kız kuzum bayram tatilini geçirmek üzere Samsun'a gitmişti. Anneanne ve dedesi, dayıları, teyzeleri (kıskanıyorum resmen) yaz mevsimi ve özel günlerde Kertme köyünde yaşıyorlar. Hayriye Hanım (anneanne) tereyağını, çökeleğini, pekmezini kendi yapıyor. Sebzelerin bir kısmını kendi bahçelerinde yetiştiriyorlar. Bu sabah oradan kuzumla birlikte neler neler geldi. Uzun zamandır Kertme köyü tereyağını kullanıyorum. Nasıl bir lezzet nasıl bir saflık...Pekmez de bir harika. Ya çökelek( sabah ilk işim bolca bahçe biberi doğrayarak yumurtalı çökelek yapmak oldu) ona ne desem ki. Çökeleği sürekli yiyecek kadar seviyorum. Özden hanımcım (teyze) balkabağı, biber, pazı, karalahana göndermiş. Üstelik balkabağının kabukları soyulup dilimlenmiş. Mısır unu, fındık ve yarmayı unutmamalıyım.
Bu kadar temiz bu kadar kaliteli ürünlerin fiyatları da komik denecek kadar ucuz. Diğer ülkelerin yöresel ürünleri tüm dünyada tanıtılırken, tüm dünyaca tanınırken biz kendi köylerimizin ürünlerini bile bilmiyoruz.  
Yumurtalı çökeleği yaptıktan sonra, balkabağını tatlı olarak pişirdim. Bu kez daha önce yaptığım balkabağı tatlılarından kalan şerbetleri kullandım. Hem şerbetler değerlenmiş oldu, hem de içinde bıraktığım tarçın çubuğu, karanfil ve zencefil sayesinde aroması kuvvetli oldu. Böylece şekeri de çok az kullandım. Şerbetleri tepsideki kabakların üzerine döktüm. En üstüne de toz şekeri gezdirdim. Bir çubuk tarçın, taze zencefil, beş adet karanfil ve ilk kez muskat rendesi ekledim. Elmalı tarçınlı sütlaçtan sonra muskatı sıkça kullanır oldum. Beş dakika kaynattıktan sonra, 170 derece ısıtılmış fırında 35 dakika pişirdim. Kabak o kadar lezzetli ki dış kabuklarını atmaya kıyamadım. Çorbada kullanmak üzere derin dondurucuya kaldırdım.
Herşey için çok teşekkür ediyorum sizlere. Böyle güzel, güvenilir köy tereyağını yıllardır yememiştim. Ellerinize emeklerinize sağlık Hayriye ve Özden hanımcım. 
Temizlenerek gönderilmesine rağmen yine gördüğünüz gibi 494 gram fire verdi. Çorbalık kabak olarak derin
dondurucuya kaldırdım.


Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More