26 Temmuz 2012 Perşembe

Nişasta Helvası


İki yıl Ankara yazı yaşadıktan sonra... İzmir öyle sıcak ve bunaltıcı ki!"Hiç çekilmiyor"dediğimde hemşolarım kızıyor bana. Ama canımdan can çekiliyor sanki. Bu sıcağı yaşamak anlamsız geliyor. Parmağımı kıpardattığımda ter boşalıyor. Mutfaktaki  durumları hiç anlatmayayım... Buna karşın mutfak bir tutku. Denemek, öğrenmek, yanılmak vazgeçilmez şeyler.
Bu gün çocukluğumda anneannemin yaptığı, annemin bile zar zor hatırladığı bir tatlı denedim. Üstelik çok başarılı oldu. Annemin deyişine göre rengi kahverengiye yakın oluyormuş. Şeker yerine pekmez kullanılmış olabilir diye düşünüyorum. Bir kez de pekmezle deneyeceğim.
"PESUDE" tatlısı diye de geçiyormuş. Ama hangi yöreye ait olduğunu bulamadım. Bu isim sadece kulaktan duyma. İnternetten çok araştırdım. Gerçeğe yakın bir açıklama bulamadım. Anneannem Bulgaristan göçmeni olduğu için göçmen tatlısı olabilir diye düşünüyorum.
Ben gramsız reçete vermiyordum. Ama mutfak aletlerim burada değil. Misafir umduğunu değil, bulduğunu yermiş. Ben de anneciğimin mutfağında işime yarar ne varsa kullanıyorum. Affınıza sığınarak bardakla reçete veriyorum. Belki denemek istersiniz. Afiyet olsun.
MALZEMELER
1 su bardağı buğday nişastası
2 su bardağı süt
1,5 su bardağı toz şeker
1kaşık vanilya şekeri
2 çorba kaşığı gül suyu
150 gram tereyağı
YAPILIŞI
1- Tereyağını karnıyarık tenceresi gibi bir tencerede eritelim.
2- Buğday nişastası, soğuk süt, tozşeker, vanilya ve gülsuyunu bir kapta iyice karıştıralım.
3- Isınmış tereyağı bulunan tencereye dökerek orta ateşte tahta kaşıkla sürekli karıştıralım. Kaynamaya yakın ateşi kısalım.
Yaklaşık 20 dakika sürekli karıştıralım.


25 Temmuz 2012 Çarşamba

Kayısı Reçeli

Bloguma yazmayalı çok uzun zaman oldu. Ama annemin kayısı reçeli yazılmazsa olmaz. Güneşte reçel yapmak, galiba İzmir' lilere has bir şey. Annem yıllardır yaz mevsiminde bir taşım kaynattığı reçellerini üç (bazan dört gün) gün güneşte tutuyor. Üzerlerini tülbentle örtüyor. Sonuç cam gibi reçeller.
Aslında pekmez de bazan kazanların içinde ve güneşte bekletilerek yapılıyor. "Teknik " buharlaşma yoluyla koyulaştırmak.
İki kilo Malatya kayısısı ve 1600 gram toz şeker. Tartınız yoksa, her bir kiloluk şeker pakedinden bir su bardağı şeker çıkararak ölçüye ulaşırsınız. İki çay kaşığı limon tuzu yeterli. Malzeme bu kadarcık.
Kayısıları yıkayıp çekirdeklerini çıkaralım. "çekirdeklerini kırıp, içindeki bademi de kullandık" Bir adet kayısıdan dört dilim yapalım. Bir tencereye bir sıra kayısı, bir sıra toz şeker döşeyelim. Ve bir gece buz dolabında bekletelim. Sabah ateşe koyalım. Şeker sulandığı için su eklememize gerek kalmıyor. Kaynadıktan sonra ateşi kısalım. On dakika sonra limon tuzunu ekleyelim. Limon tuzunu ekledikten dört dakika sonra ateşten alalım. Suyla ıslatılmış bir kevgirle köpüğünü alalım.
"Ben reçel pişerken hiç kaşık kullanmıyorum. Tencereyi sallayarak karışmasını sağlıyorum".
Reçeli ateşten aldıktan sonra tepsiye alalım. Üzerine tülbent örtüp, tülbenti de tepsinin kenarlarına mandalla tutturalım (bu da annemin tembihi... Mandal olmazsa tülbent reçele yapışır ya!). Tepsiyi güneşe çıkaralım. Balkon yarım gün güneş aldığı için üç gün yeterli geldi. Reçelin şerbeti koyulaşınca kavanozlara dolduralım. Bize afiyet olsun. Umarım sizler de denersiniz.


Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More