31 Ocak 2011 Pazartesi

Patlıcan Salatası


Artık sebzeler için kış veya yaz hiç farketmiyor. Tüm sebzeleri dört mevsim bulabiliyoruz. Yıllar önce yazın közleyip derin dondurucuya kaldırılmadıysa, kışın patlıcan salatasını yememiz mümkün değildi. Dün közlediğim topan patlıcanlardan harika bir patlıcan salatası oldu. Yazın yapılmışçasına mis gibi de kokuyorlardı. Domates, taze biber, taze soğan ne çok yakışır patlıcan salatasına.
Rahmetli babamın "köpeoğlu salatası" dediği yoğurtlu ve sarımsaklı patlıcan salatasının da lezzeti apayrı ve tartışılmaz.
Ankara'nın sebze, meyve tazeleliği ve bolluğu beni hala şaşırtmakta. Bu da "yanlış bildiğim doğrular" kategorisine giriyor. Hele semt pazarlarındaki sebze ve ot bolluğuna inanasım gelmiyor. İzmir'li olarak sadece bizim semt pazarlarında yeşillik bolluğu ve çeşidi var zannederdim.
MALZEMELER:
2 adet topan patlıcan
1 adet yeşil sivri biber
1 adet taze paprika biber
2 diş sarımsak
Taze maydonoz
Taze dereotu
Taze nane
3 sap taze soğan
1 adet limon suyu, 3 çorba kaşığı üzüm sirkesi ve sızma zeyinyağı
Tuz ve karabiber
YAPILIŞI:
1- Topan patlıcanları közleyip soğuk su doldurulmuş bir kaba alalım. Soğuyunca kabuklarını soyup süzgüye alalım.
2- Suyu süzülmüş patlıcnları doğrama tahtasında doğrayıp salata tabağına alalım. Limon suyunu ekleyip patlıcanları ezmemeye çalışarak karıştıralım (limon suyu patlıcanın kararmamasını sağlıyor).
3- Taze soğanları, biberleri, domates ve yeşillikleri ince kıyıp limonlu patlıcana ekleyelim.
4- Sarımsağı havanda tuzla birlikte ezelim, sızma zeytinyağı ve sirke ile karıştıralım. Çırpacakla karışımın rengi beyazlaşıncaya kadar çırpalım. Sosu patlıcan salatasının üzerine dökelim. En üste karabiber serpelim. Bir saat dinlendirdikten sonra servis yapalım. Afiyet olsun.

Kuru Börülce Salatası


Kuru börülceyi kullanmayan ve yararlarını bilmeyen ne çok mutfak var. Kuru börülce İzmir'de ve bizim mutfağımızda çok seviliyor. Salatası, barbunya pilaki gibi patatesli ve havuçlu zeytinyağlı yemeği çok güzel oluyor. Zeytinyağlı pırasa ile çok yakışıyor. Zeytinyağlı ıspanağa pirinçle birlikte eklendiğinde çok lezzetli oluyor. Kuru börülcenin diğer bakliyatlardan değişik bir kokusu ve lezzeti var. İşte ben bu değişik lezzete bayılıyorum.
Akdeniz ve Ege bölgesinin kıyı kesimlerinde yetiştirilen börülcenin faydaları da saymakla bitmiyor.
100 gram kuru börülcede 343 kalori var. 22.8 protein, 20 gram karbonhidrat, sıfır kolestrol, 1,5 gr yağ, 2 gram lif içeriyor. Ayrıca 138 mgr fosfor, 74 mgr kalsiyum, 5,8 mgr demir, 6,7 mgr sodyum, 260 mgr potasyum, 30 IU A vitamini, 1,05 mgr B1 vitamini, 2,2 mgr B3 vitamini bulunuyor.
Kandaki ensülin ve şekeri düzene sokuyor, bu nedenle şeker hastaları için iyi bir besin oluyor. Kabızlığa ve özellikle hemoroit ve bazı kalınbağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiği söyleniyor. Potasyum yönünden zengin olduğu için yüksek tansiyonu düşürüyor.
Bu kadar yararı olan bir bakliyatı daha çok kullanmalıyız diye düşünüyorum.
MALZEMELER:
200 gram kuru börülce (geceden ılık su ile ıslatılmış)
Taze maydonoz
Taze dereotu
Taze nane
Taze soğan
Sızma zeytinyağı ve limon
Geceden ıslatılan kuru börülceyi yıkadıktan sonra çelik tencerede tuz ekleyerek 20-25 dakika kadar haşlayalım. Haşlama suyunu süzdükten sonra kararmaması için bir adet limon suyunu ekleyerek karıştıralım. Sızma zeytinyağını da ekledikten sonra arada karıştırarak soğumasını bekleyelim.
Yeşilliklerini sıcakken eklediğimizde yeşillikler "yosun yeşili" rengi oluyor. Bu nedenle ince kıyılmış taze soğan ve yeşillikleri börülce soğuyunca katmalıyız. Afiyet olsun.

Havuçlu Brokoli Çorbası


Bu soğuklarda sıcacık çorbalar sofralarımızın olmazsa olmazı. Pişirdiğimiz çorbalardaki malzemeler sınır tanımıyor. Brokoli çorbasını çok seviyoruz, bambaşka bir lezzet. Ama her öğünde bildik çorba yememek için değişik bir lezzet denemek hoşuma gidiyor. Bu denemelerde brokolinin havuçla çok yakıştığını da görmüş oldum. Bir de sütlü ve yumurtalı terbiye ile çorbam "kremalı çorba" kıvamına dönüşüverdi. Bu iç ısıtan çorbayı çok beğeneceğinizi düşünüyorum.

MALZEMELER: 
300 gram brokoli
200 gram  havuç                                                                            
1 adet kuru soğan
50 gram çiçekyağ
25 gram tereyağ
10 gram tuz
Karabiber (tuzlukla)
900 gram sıcak su
20 gram un
1 adet yumurta
75 gram süt
YAPILIŞI:
1- Tencereyi az kızdıralım. Yağları eritip un ve kuşbaşı doğranmış soğanı ekleyerek 5 dakika kavuralım.
2- Doğranmış brokoli ve havuçları da ekleyelim. Üç beş kez karıştırdıktan sonra su, tuz ve karabiberi ekleyelim. Çorba kaynadıktan sonra ateşi kısarak yarım saat pişirelim. Karışımı blenderden geçirelim.
3- Yumurta sarısını çırpalım, sütü ekleyerek sütle birlikte çırpmaya devam edelim.
4- Tencereyi ateşten çekelim yumurtalı sütü ekleyerek iyice çırpalım. Tencereyi tekrar ateşe alıp kaynatmamaya özen gösterinceye kadar ateşte tutalım.

29 Ocak 2011 Cumartesi

Elma Marmeladı



Marmelatı mı? Marmeladı mı? üst üste bir kaç kez söyleyince hepten yabancı geliyor kulağa. Google arama motoruna "ayva marmeladı" yazınca otomatik olarak "ayva marmelatı" mı demek istemiştiniz diye düzeltme ikazı geliyor. Türk Dil Kurumu en doğru bilgiyi verir diye düşündüğüm için "marmeladı" yazmaya karar verdim. TDK "Ünlü Düşmesi" sayfasındaki örneklere bakabilirsiniz.
Kış başında elma reçeli yaptığım için bu kez minnoş organik elmalarla marmelat yapmaya karar verdim. Ama püre şeklinde olsun istemedim ve küçük küçük doğradım. Elma reçelini düdüklü tencerede pişirmiştim. Marmeladı erimesin diye çelik tencerede pişirdim. Çok lezzetli bir elma marmeladı oldu. Evinizde elma varsa hemen yapmanızı öneriyorum.
MALZEMELER:
800 gram yeşil elma (temizlenmiş ağırlığı)
600 gram toz şeker
1 çorba kaşığı su
1 adet çubuk tarçın
5 adet karanfil
2-3 ince dilim taze zencefil
1/2 limon suyu

YAPILIŞI:
1- Elmaları temizleyip bıçakla doğrayalım. Doğradığımız elmaları kararmaması için tencereye bir kat elma bir kat şeker olarak döşeyelim.
2- Limon suyuyla karıştırdığımız bir çorba kaşığı suyu ve tüm malzemeleri ekleyip 1 saat bekletelim.
3- Tencereyi ateşe alalım. kaynamaya başlar başlamaz en küçük ocağın kısık ateşinde elmalar yumuşayıncaya kadar 35-40 dakika pişirelim.
4- Ilınınca cam bir kavanoza alalım.

28 Ocak 2011 Cuma

Beşamel Soslu Elmalı ve Mantarlı Ispanak



Tam bir kış yemeği! Beşamel sos, krema, kaşar peyniri, ıspanak, taze zencefil, mantar, elma...Üstelik baharat deposu. Beşamel sosu ıspanağa çok yakıştırırım. Bence ıspanak eklenen her malzemeyle lezzet değiştiren bir sebze. Mantar, kaşar peyniri, ekşi yeşil elma, avakado, zencefil de ıspanağa ayrı lezzetler katıyor ve çok yakışıyor.
Ispanağı temizledikten sonra değişik tariflerde kullanmak üzere mutlaka az az ayırıyorum. Üstelik buz dolabında beklediği için suyu da tamamıyle süzülmüş oluyor. Ispanağı daha sonra kullanacaksam kavurup derin dondurucuda saklıyorum.
Beşamel soslu bu ıspanaklı yemeğin kalorisine gelince; hiç bilmemeyi tercih ediyorum. Beşamel sos ve ıspanak sevenler bu tarifi mutlaka denemeli.

MALZEMELER: 
400 gram ıspanak
100 gram kültür mantarı
2 adet ekşi yeşil elma

1 çorba kaşığı rivyera zeytinyağ                          
100 gram rendelenmiş kaşar peyniri
100 gram taze krema
Taze zencefil
Beşamel sos
Kişniş, karabiber, zerdeçal, tarçın, tuz.
YAPILIŞI:
1- Tavayı kızdıralım, zeytinyağını ekleyelim. Ispanağı kavuralım, 5 dakika sonra yıkamadan dilimlediğimiz mantarı ve taze zencefil dilimlerini de ekleyerek mantarlar yumuşayıp suyunu çekinceye kadar kavuralım. Tarçın dışında tüm baharatları ve tuzu ekleyelim.
2- Elmaların içlerini soyacakla oyalım. Dış kabuklarını soyalım ve ortası delik yuvarlak şekilde doğrayalım.
3- Bir tavaya çay kaşığı ile tereyağ ekleyip elmaları kızartalım. Üzerine tarçın serpip ateşten alalım
4- Bu arada beşamel sosu pişirelim. Beşamel sos yapım aşamalarına buradan ulaşabilirsiniz. Ateşten alıp kremayı ekleyelim ve iyice karıştıralım.
5- Isıya dayanıklı porselen tabaklara ıspanağı yerleştirelim. Elmaları ıspanağın üzerine dağıtalım. Beşamel sosu ıspanaklı karışımı örtecek şekilde dökelim. En üste rendelenmiş kaşar peynirini koyalım.
6- Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 20-25 dakika kaşar
peynirleri kızarıncaya kadar pişirelim.


Mantarlı ve Ispanaklı Omlet



Omlet deyip geçmeyin lütfen. Yumurtayı kır, çırp ve yağda pişir. Doymak değil mi? Değil işte! Yemek sektörü öyle bir şey ki! İçine girmeyenin anlaması gerçekten çok zor. İşte ben de dün akşam yumurtayı tavaya kırıp yemek varken yarım saati aşan bir sürede bu nefis omleti hazırlamayı tercih ettim. Şeytan diyor kır tavaya yumurtaları, tabak bile kullanma içinden ye! Kim var, kim görecek? Sonra ben diyorum ki olmazzzz! Yine keyifle ,yine özene bezene bir omlet hazırlıyorum. Herkesin kolaylıkla yapabileceği bir tarif bu. Krep tavamız da varsa...Krep görünümünde çok rahat ters yüz yapabileceğimiz bir omlet ortaya çıkıveriyor işte. Fotoğraflar akşam çekildiği için renkler aslı gibi çıkmayabiliyor.


MALZEMELER:
200 gram kültür mantarı (yıkamadan doğrayalım)
1 çorba kaşığı rivyera zeytinyağ
1 adet orta boy kuru soğan
1 adet yeşil taze biber
200 gram temizlenmiş doğranmış ıspanak
Tuz, karabiber, köri, kişniş, acı pul biber
4 adet yumurta
YAPILIŞI:
1- Tavayı az kızdırıp sıvı yağı ekleyelim. Yağ kızınca piyaz doğranmış kuru soğanı ekleyelim. Soğan yumuşayınca doğranmış mantar ve biberleri ekleyerek 5 dakika kavuralım.
2- Ispanaklar ve tüm baharatları ekleyerek sebzeler suyunu çekinceye kadar yaklaşık 7-8 dakika ateşte tutalım.
3- Bu malzemeler iki kişilik omlet içindir. Bu nedenle 2 adet yumurtayı borcamda tuz ve karabiber ekleyerek iyice çırpalım.
4- Krep tavasını önce ısıtalım. Isınmış tavayı kağıt peçeteyle az yağlayalım. Yağ kızınca yumurtayı tavaya akıtalım ve tavayı döndürerek yumurtanın düzgün bir şekilde dağılmasını sağlayalım.
5- Tavayı sallayarak yumurtanın tavadan ayrılmasına yardım edelim. Tavada döndüremiyorsak spatula yardımıyla 2 dakika sonra omleti ters yüz yapalım.
6- Omletin yarı yüzüne mantarlı için yarısını yerleştirip omleti ikiye katlayalım ve servis tabağına alalım.
7- Diğer iki yumurta için de aynı işlemi tekrarlayalım.

Paskalya Ekmeği


Ne kadar çok değişik paskalya ekmeği tarifi var. Hiç birisi benim reçetemle örtüşmüyor. Doğru  hatırlıyorsam "Feza Şişman" tariflerinden bir tanesi. Fakat sadece bir olasılık bu. Sürekli not alırdım... Sayfayı didik didik etmeme rağmen tarifin kimden olduğunu bulamadım. Yine de uygulamaya karar verdim. Paskalya ekmek hamuruna eklenecek limon ve portakal kabuğunun, muskat, tarçının çok yakışacağını düşündüm. Bende bulunan tarif maalesef bardak ölçüsüyle verilmişti. İşe ilk önce verilen ölçüleri gram ölçülerine çevirmekle başladım. Tarifte hamurdan 15 adet küçük ekmek yapılmıştı.  Muntazam ekmekler olsun istedim ve 9 cm çapında kek kalıplarında pişirdim.


MALZEMELER:
200 gram ılık süt
400 gram beyaz un
15 gram şeker
7 gram kuru maya
1 adet yumurta
1 limon kabuğu rendesi (rendenin ince tarafıyla)
1 portakal kabuğu rendesi (rendenin ince tarafıyla)
50 gram kuru üzüm
1 çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı rendelenmiş muskat
10 gram tuz
1 çorba kaşığı oda sıcaklığında tereyağ
Üzeri için ılık süt ve toz şeker
YAPILIŞI:
1- Maya + toz şeker + ılık süt + yumurta+ unu karıştırarak 5 dakika yoğuralım. Tuz ve tereyağı ekleyerek 4 dakika daha yoğurmaya devam edelim. Un serpilmiş bir kaba koyup üzerini  pamuklu bir bezle örterek 45 dakika mayalandıralım.
2- Hamuru unlanmış bir tezgaha alalım. Tarçın, muskat, rende limon, rende portakal ve kuru üzümü ekleyerek yoğurmaya devam edelim. Hamuru 15 parçaya ayıralım (her beze 55 gram oldu). Yuvarlak bezeler yapıp, unlanmış tepsiye yerleştirelim. 45 dakika sıcak bir yerde üzeri örtülü (pamuklu bezle örtüp poşete geçirelim) bir şekilde mayalandıralım.
3- Fırınımızı 210 derecede ısıtalım. Fırını çalıştırdığımızda ekmeklerimizin üzerini + şeklinde bıçakla keselim. Fırçayla ılık süt sürelim. Sütün üzerine toz şeker serpelim. 210 derecede 10 dakika pişirdikten sonra fırının ısısını 180 dereceye getirip 15 dakika daha pişirelim.


26 Ocak 2011 Çarşamba

Nohutlu Arpa Şehriye Pilavı


Kavrulmuş arpa şehriye pilavını hepimiz çok seviyoruz. Bu pilavda bir gün önce pişirdiğim nohut yemeğinden ayırdığım haşlanmış nohutu ve çok az kalan erişteyi de kullanmak istedim. Makarna ve şehriyeyi kavurarak pişirmeyi rahmetli kayınvalidemden öğrenmiştim. Hele tereyağ ve çiçekyağı karışımıyla kavrulunca mis gibi kokuyor. Ölçüleri gramla verdiğim  için pilavın lapa gibi olma durumu söz konusu olamaz. En kısa zamanda minik bir mutfak tartısı edinmeniz ve tarifimi denemeniz temennisiyle.

MALZEMELER:
52 gram yağ (tereyağ ve çiçekyağı karışımı)
600 gram arpa şehriye
125 gram erişte
150 gram haşlanmış nohut
1600 gram sıcak su
Tuz ve karabiber
YAPILIŞI:
1- Çelik tencereyi az ısıtıp yağları ekleyelim. Yağlar eriyince arpa şehriye ve erişteyi ekleyip kahverengi oluncaya kadar önce harlı ateşte, daha sonra kısık ateşte yaklaşık 10 dakika kadar kavuralım.
2- 1400 gram suyu kaynatalım. Kavurduğumuz arpa şehriyeye ekleyelim. Kaynadıktan sonra nohutu ve tuzu ekleyerek suyunu çekinceye kadar yüksek ateşte arada karıştırarak pişirelim. Tencereyi kısık ateşe alalım ve 10 dakika demlendirerek pişirelim.

Cevizli Üzümlü Çikolatalı ve Tarçınlı Ekmek




Blogumda galiba en çok ekmek reçetelerine yer veriyorum. Bunun nedeni de ekmeğimizi evde yapıyor olmam. Ekmek hamur reçetem uzun zamandır değişmiyor. Üstelik yemeğin yanında tüketeceğimiz ekmek dışında her gün mutlaka çikolatalı ekmek de yapıyorum. Çikolatalı ekmeğin kalorisinin diğer tatlılardan daha az olduğunu düşünüyorum. Hem tam tahıllı unlardan oluyor hem de yağ, şeker, yumurta yok.
Ekmek kalıbı olarak artık kek kalıbı yerine pasta kasnağı kullanıyorum. Bu nedenle bir tepsimi ekmek için ayırmak durumunda kaldım. Tepsinin zeminine yağlı kağıt seriyorum. Yağlı kağıda un serpiyorum ve iki adet pasta kasnağını yağlı kağıdın üzerine yerleştiriyorum. İkinci mayalanmada ekmek hamurlarını kasnağa yerleştirip mayalandırıyorum. Pişen ekmek hamurunun kasnaktan kolay çıktığını ve daha şekilli olduğunu düşünüyorum. Bugün de ceviz, tarçın ve kuru üzüm çikolataya çok yakışacağı için, malzemeyi zenginleştirmek istedim.
Aşağıda yazılan malzemelerden çıkan hamurdan iki adet topan ekmeğim oldu. Bunlardan birisi "fırın ekmeği" diğeri "çikolatalı ekmek". Ekmek hamurunun yapım aşamasına buradan ulaşabilirsiniz.
Malzemeler:
200 gram beyaz un
400 gram tam buğday unu
150 gram kepekli un
6 gram kuru maya
400-410 gram ılık su
12 gram tuz
15 gram çiçekyağ
Çikolatalı ekmek malzemesi:
150 gram damla çikolata
50 gram kuru üzüm (ıslatmadan ekledim hamura)
3 gram tarçın
75 gram kırık ceviz
Ekmeklerin ikinci mayalanmasından önce hamuru ikiye bölelim. Çikolatalı ekmek hamuruna önce tarçını ekleyip yoğuralım. Tarçın hamura karıştıktan sonra ceviz, kuru üzüm ve çikolatayı ekleyerek tekrar yoğuralım.

25 Ocak 2011 Salı

Elmalı Strudel



Çok uzun zamandır bu kadar hafif, şekersiz, bol elmalı, kıtır kıtır ve baklava yufkasıyla yapılmış bir tatlı yememiştim. Hiç "kendi yaptığın bu kadar beğenilir mi" diye düşünmeyin lütfen !Gerçekten müthiş bir şey. Bir de kaymak dondurma olsaydı yanında...
Strudel Avusturya kökenli bir tatlıdır. Bu nedenle "şutrudel" diye okunur. Tatlının en önemli özelliğini oluşturan yufkadır. 18. yüzyılda Habsburg İmparatorluğu zamanında popüler olmuştur. En eski strudel reçetesi 1696 yılında yazılmış el yazması bir reçetedir ve Viyana halk kütüpanesinde bulunmaktadır. Strudel Almanca kökenli bir kelimedir ve "girdap" anlamına gelmektedir. "Aşk Tatlısı " olduğu söylenen strudelin adının usta bir aşçının sevgilisine yazdığı mektubu hamurun içine koymasından gelmektedir. Strudelin elmalı ve quark peynirli olmak üzere iki ayrı lezzeti bulunuyor. Apfelstrudel ve topfenstrudel...Strudelin olmazsa olmazı tereyağ ve baklava yufkası olduğu için baklava yufkasını kendim açmaya karar verdim.
Baklava Hamuru:
200 gam un
50 gram su
1 adet yumurta
5 gram tuz
75 gram mısır nişastası ve 100 gram unu yufkayı açmada kullanmak üzere karıştıralım.
1- Unun ortasını havuz gibi açalım ve yumurtayı kıralım. Su ve tuzu ekleyerek beş dakika yoğuralım. Yoğurma kabına un serpelim ve hamuru koyalım. Üzerine nemli bir bez örterek yarım saat bekletelim.
2- Yoğurduğumuz hamurun ağırlığı 300 gram geliyor. Bu hamurdan 50' şer gramlık 6 adet beze yapalım. Unlu bir yüzeye yerleştirdiğimiz bezelerin üzerini yine nemli bezle örtelim. Bezeleri  yarım saat dinlendirelim.
3- Bu hamurdan oluşan bezelerin dört tanesini strudel yapmak üzere kullandım. İki yufkadan bir adet baton şeklinde strudel elde ediliyor. Ben iki adet baton strudele yetecek kadar iç malzeme hazırlamıştım.

ELMALI İÇ MALZEME:
600 gram elma ( temizlenmiş ağırlığı)
50 gram tereyağ
3 gram tarçın
100 gram kırık ceviz
150 gram tereyağ (eritilerek yufkanın içine ve üstüne sürmek için)
YAPILIŞI:
1- Çelik tencereye 50 gram tereyağını koyup eritelim ve elma dilimi şeklinde doğranmış elmaları ekleyerek 10 dakika kısık ateşte kavuralım. Tarçın ve cevizi ekleyelim ve ateşten alıp soğumasını bekleyelim.
2- İki adet bezeyi oklavayla açalım. 32X37 cm boyutlarda keselim. İlk yufkaya fırçayla tereyağı sürelim. İkinci yufkayı da birinci yufkanın üzerine yerleştirelim. Kenarlardan kalan yufka parçalarını da ikinci yufkanın üstüne yerleştirelim. Yine fırçayla tereyağı sürelim (tereyağımız donarsa az ısıtalım).
3- Yağlanan iki kat yufkanın üzerine galeta unu serpelim. Kavurduğumuz elmaların yarısını hamura yerleştirip hamuru rulo şeklinde saralım. Üzerine tereyağı sürelim.
4- Fırın tepsisine yağlı kağıt serip üzerine galeta unu serpelim. Rulo hamuru tepsiye aktaralım.
5- İkinci ve üçüncü hamur bezelerine de aynı işlemleri uygulayalım.
6- Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 35 dakika pişirelim.
7- Strudeli fırından çıkardıktan sonra pudra şekeri serpelim. Soğuduktan sonra servis yapalım.




Zeytinyağlı Nohut



Nohut yemeği hepimizin yapabileceği, annelerimizden en önce öğrendiğimiz yemekler grubuna giriyor. Blogta yazmaya başladığımdan bu güne kadar nohut mutfağımda en çok pişirdiğim bakliyatlardan. Bizim mutfağımızda nohut sadece zeytinyağlı olarak pişiyor. Bitkisel protein grubuna dahil olduğu için, hayvansal proteinlerle birlikte pişmesi anlamsız diye düşünüyorum.
Bu arada nohutla ilgili bilmediklerimizi öğrenmekte yarar var diyorum;
Nohut pişmemiş hali ile hazım edilmeyen zehirli maddeler içeriyor. Bu nedenle içinde ıslattığımız suyu kaynatmak için kullanmayıp, suyu yenilemeliyiz. 100 gram nohutun 360 kalori olduğu biliniyor. Yine 100 gramında yaklaşık 20 gram bitkisel protein, 5 gram yağ, 61 gram karbonhidrat bulunuyor. Yararları saymakla bitmiyor. Östrojen hormonunu dengeliyor, öksürüğe ve sese iyi geliyor, vücutta su toplanmasını engelliyor, anne sütünü arttırıyor, zihinsel yorgunluğu gideriyor, göğüs kanserine karşı koruyor, bol idrar söktürüyor vb.

MALZEMELER:
300 gram nohut (geceden ılık su ve bir çay kaşığı tuzla ıslatılmış, sabah suyu süzülmüş yıkanmış ve kaynadıktan sonra 5 dakika haşlanmış)
60 gram rivyera zeytinyağı
1 adet kuru soğan
3 diş sarımsak
2 adet domates (kabukları soyulmuş ve zar gibi doğranmış)
1 tatlı kaşığı tepeleme domates salçası
1 tatlı kaşığı tepeleme biber salçası
2 adet yeşil taze biber
4 adet kakule tohumu (gaz giderici olduğundan tüm bakliyat yemeklerinde kullanıyorum)
1 çay kaşığı tuz
2 adet defne yaprağı
Karabiber, kimyon, kırmızı pulbiber
800 gram sıcak su
YAPILIŞI:
1- Düdüklü tencereyi ateşe koyalım. Biraz ısındıktan sonra yağı ekleyelim, ardından kuşbaşı doğranmış soğan ve sarımsakları ekleyelim. 
2- Beş dakika sonra doğranmış yeşil biberleri ve domatesi ekleyip kavuralım. Tencerenin ortasını havuz gibi açıp salçaları ekleyelim ve kavurmaya devam edelim.
3- Nohutu, tüm baharatları ve sıcak suyu ekleyip düdüklü tencerenin kapağını kapatalım. Buhar çıktıktan sonra düdüğü indirelim fışlama sesini duyduğumuzda 13 dakika sonraya saat kuralım.
Ben bugün organik nohut kullandım. Çok çabuk piştiğini söyledikleri için 13 dakikada pişirdim. Ve düdüklü tencerenin içinde daha fazla yumuşamasını istemediğim için buharını çıkarıp kapağı açtım.
Düdüklü tencerede pişen bakliyatlar için tarif vermek bana göre oldukça karışık. Çünkü çok çeşitli düdüklü tencere modeli var, yeni piyasaya sürülenler kendinden programlı. Benim kullandığım düdüklü tencere bana göre dünya güzeli. Gerçekten o kadar çok işime yarıyor ki. Düdüklü tencereniz çelik, programsız ve eski modelse bu verilen dakika ve pişirme yöntemi harika.

Kakulenin içindeki tohumları yemeklerde ekmeklerde gaz giderici olarak kullanıyorum. İngiltere' de "cardamom" olarak bilinir ve çaya aroma vermesi için kullanılır. Bergamutu andıran özel aroması nedeniyle "Cardamom Tea" adıyla çay üretilir. İsveç ve Finlandiya' da unlu mamullere katılır. Hintliler nefesleri güzel koksun diye tohumlarını çiğnerler.

24 Ocak 2011 Pazartesi

Fırın Sütlaç



Bugüne dek değişik fırın sütlaçlar pişirip sizlerle paylaşmıştım. İlki elmalı tarçınlı fırın sütlaç, diğeri lavantalı ve tarçınlı fırın sütlaçtı. 
Ben bugün beyaz sütlaç yapmak istedim. Koyulaştırmak için  nişasta ve yumurta sarısı kullanmak istemedim. Yumurta sarısı mükemmel bir şekilde koyulaştırıyor ama rengi sarı oluyor.
Bu nedenle ekmek yapımında uyguladığım "az maya uzun zaman" dan yola çıktım. Nişasta veya unla koyulaştırılan sütlaçlar kısa sürede pişiyor ve özleşmiyor.
Çünkü artık dünya mutfaklarında sütlü tatlıları koyulaştırmak için nişasta vb. kullanılmıyor (önce süt kaynatılıyor 20 dakika gibi kısık ateşte buharlaşması sağlanıyor ve pirinçleri eklendikten sonra da, pirinçler yumuşayıncaya kadar kaynatılıp yumurta sarılarıyla koyulaştırılıyor).
Bugün bir litre süt için 80 gram pirinç kullandım. Ama bu 8 küçük kaselik sütlacı yaklaşık 45 dakika ocakta, 45 dakika da fırında pişirdim. Sonuç harika oldu.

MALZEMELER:
1 litre süt
80 gram pirinç
210 gram toz şeker
1 çay kaşığı vanilya özütü
YAPILIŞI:
1- Pirincin üstünü örtünceye kadar sıcak su ekleyelim. Bir fiske tuz atalım (kolasını suya bırakıp yumuşaması için). 15 dakika bekletelim.
2- Sütü tencereye koyup kaynatalım, kaynayınca ateşi kısalım. Pirinci ekleyelim. 20 dakika arada karıştırarak pişirelim. 20 dakika sonra şekeri ekleyelim. Şeker eriyinceye kadar kaşıkla karıştıralım.
3- Şeker eriyince ateşi tekrar kısıp 20 dakika daha pişirelim.
4- Sütlacı fırın kaselerine boşaltıp fırın tepsisine yerleştirelim. tepsiye kaselerin yarısına gelecek kadar sıcak su dolduralım. 180 derecede önceden ısıtılmış fırınde 15 dakika pişirelim. Fırının ısısını 150 dereceye indirip 30 dakika daha üstleri kızarıncaya kadar fırında tutalım.

23 Ocak 2011 Pazar

Yumurtalı Hardal Otu



Hardal otu en sevdiğim otlardan bir tanesi. Ot düşkünlüğümden dolayı soyumda Giritlilik mi var diye hep merak ederim çünkü ot deyince benim için akan sular durur. Bugün çok sevdiğim dostlarımın Gölbaşı'ndaki çiftliğinde hardal otlarını görünce kendimden geçtim. Yıllardır hasret kaldığım görüntülerdi gördüklerim. Altı yedi yaşımdayken anneannemlerin Söke' deki yaşantılarını ve hayvanlarını anımsadım. İzmir' den misafir geldiğinde hemen tavuk keserdi canım aneannem.
Bugün gittiğim çiftlikte de yetişen her şey organik. Baharda ağaçlar meyve vermeye başlayınca yapılabilecek reçelleri düşledim. Tavuklar, horozlar ve hindiler önümde sanki törenle geçiş yapıyorlar. Elmalar minicik ama organik. Yumurtaları sormayın gitsin. Hele organik nohut hiç görmemiştim. Minik minik ama çok lezzetli oluyormuş. Aklımın bir yarısı çiftlikte bir yarısı eve dönünce pişireceğim yumurtalı hardal otunda. Aslında çiğ olarak bile yenebilir bu ot. Salatası da yapılabilir. Fakat ben daha doyurucu olmasını tercih ettiğimden yumurta ile birlikte kullanmaya karar verdim.
Hardal otunu  yıkayıp ikiye böldüm. Vog tavaya rivyera zeytinyağı koyup bir adet kuru soğan ve bir adet yeşil biber, iki diş ince kıyılmış sarımsakla birlikte 5 dakika kavurdum. Suyu iyice süzülmüş hardal otlarını tavaya ekledim. Tuzunu ekleyerek 10 dakika daha kavurmaya devam ettim. Karabiber, kırmızı pulbiber ve kimyon ekledim. Kavrulmuş hardal otuna 4 adet yumurta kırdım ve tavanın kapağını kapatarak 5 dakika yumurtaların pişmesini bekledim.
Hardal otuyla ilgili bilgiyi bu sayfadan edinebilirsiniz.




22 Ocak 2011 Cumartesi

Yeşil Elmalı Sebze Çorbası



Bugün çorba kürü yapmaya karar verdim. İnanılmaz bir vücut şişkinliğini nasıl yok edebileceğimi düşündüm durdum. Bu gibi durumlarda çok sıvı içilmesi gerektiğini biliyorum. Bu nedenle önce elma kabuğu, ıhlamur, çubuk tarçın, tane karanfil, taze zencefil ve kakuleli bir çay demledim ve koca bir fincan içtim.
Daha sonra sadece sebzeden oluşan bir çorba pişirdim. Vücut şişkinliğimden ötürü çorba malzemeleri içinde bakliyat olmasınıa istemedim. Tam buğday unu kavurarak ve tarhana ekleyerek koyulaştırdım çorbayı. Çok da güzel bir sonuç çıktı. Hemen paylaşmak istiyorum sizlerle.
Lütfen artık hazır toz baharat kullanmamaya çalışalım. Artık tüm marketlerde tane karabiber, tane kişniş,tane köri, tane beyaz biber gibi baharatları firmalar hazır ve tekrar doldurulabilir değirmenlerde satışa sunuyorlar. Hemde çok uygun fiyatlarla. Önceleri değirmen satın alıp tane baharatları öğütmemiz gerekiyordu. Her baharata da ayrı değirmen alınamıyordu. Baharat firmalarının  yaptığı bu uygulama  çok hoşuma gidiyor. İstediğim kadar baharatı çekip hemen kullanma şansım oluyor.


MALZEMELER:
20 gram tam buğday unu
30 gram tereyağ
15 gram çiçekyağ
25 gram tarhana
2 adet yeşil ekşi elma (250 gram)
245 gram yeşil kabak ( 1 adet irice )
250 gram balkabağı
100 gram yeşil biber
135 gram domates (1 adet)
120 gram havuç (1 adet)
1 adet kuru soğan
10 gram tuz
Acı pulbiber ve karabiber
900 gram sıcak su
YAPILIŞI:
1- Düdüklü tencereyi ateşe koyup az kızdıralım. Yağları ekleyelim. Yağlar kızınca unu ve tarhanayı ekleyip kısık ateşte 5 dakika kavuralım.
2- Karabiber ve acı pul kırmızı biberin dışında tüm malzemeleri irice doğrayıp düdüklü tencereye ekleyelim.
3- Sıcak suyumuzu da ekleyip malzemeleri karıştırdıktan sonra düdüklü tencereyi kapatalım. Buharı çıkıp fışladıktan sonra 15 dakika kısık ateşte pişirelim.
4- Düdüklünün buharını çıkarıp kapağını açtıktan sonra blenderden geçirelim. Tabaklara boşaltalım acı pul biber ve karabiber ekleyip servis yapalım.

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More