21 Ekim 2010 Perşembe

Örgülerim

Örgü örmek ayrı bir tutku benim için. Son iki kış deli gibi, neler ördüm akıllara durgunluk. Hepsini armağan olarak ördüm diyebilirim. Örneğin kendime bir atkı, şal veya buluz başlıyorum. Arkadaşlarımdan biri görüyor ve beğeniyor ya! Artık onun oluyor o ördüğüm her neyse. Özellikle de oldukça zor ve sayı sayarak yapılanları tercih ediyorum. Hele geçen kış örgü örmek, mekanımda tüm gün yemekle ilgilendikten sonra, kafamı dağıtmak için çok iyi ikinci uğraş olmuştu bana. En sevdiğim üç örneğin fotoğrafını çekmeye çalıştım. İkisi atkı diğeri de şal örneği. Beğenirseniz, örneğini yazabilirim.
Birde Candan ablam var benim... Onun atkı ve bereleri nasıl harika şeyler görseniz. Evi yünlerle dolu. Benim tüm can dostlarım benim gibi uçuk ve kırıklar galiba. Candan ablam da sürekli örüyor. Ve doğuda dost bir köy bulmuş kendine, koli koli gönderip duruyor. Sadece örgü örmez ki. İngilizce ders verir, roman yazar (Gavurun Dölü ), seramik yapar, inanılmaz zevkli ev döşer, çok iyi misafir ağırlar, öyle bir hasta bakar ki hasta olasınız gelir.


Candan Abla' mın kitabı bu...Yenigün gazetesi yazarı Tufan Aksoy ne güzel bir seni anlatmış. Evinin anlatımı ancak bu kadar güzel olabilir. Gözümde canlanıverdi, harika, değişik ve çok zevkli evin.Taksitlerini ödeyebilirmiyim diye düşündüğün evin, bak senin oluverdi. Akşam gazetesi yazarı Burhan Ayer'de ne güzel anlatmış romanını. Candan Ablam, ne zaman tatsız bir şey yaşasam seni düşünüyorum. Seninle Bostanlı karakolunda tanışmamız, yakınlaşmamız, oğluşuma ders verişin, onu Amerika' ya götürüşün, oğluşuma ders verirken sende uyuyakalışım. İkramların...Ne kadar dayanıklı, savaşçı, iyi, tatlı huysuz bir kadınsın sen. İyi ki varsın, seni tanıyıp da yaşamdan vazgeçmek ne mümkün. seni seviyorum.

0 yorum yap:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More