13 Ekim 2010 Çarşamba

Gümüş Takılarım, Sardunyalarım Ve Kedilerim



 
 
 
                                
Bu sabah İzmir' den Sevgili Zerrin'den e-posta aldım. Kapattığım işyerimin sardunya'larıyla ilgili öyle güzel şeyler yazmış ki. Benim olmadığım zaman içinde, önünden geçerken su getirip sulamak istediğini anlatmış. Beni tanıyanlar sardunyalarıma ne kadar düşkün olduğumu bilirler. Her gün saatlerce uğraşırdım onlarla. Kuru yaprak ve kuru çiçekleri olunca, yenilerinin açmayacağını bilirdim. Elimde bir torba, kuruları toplar, budanacak yerlerinden kırıp, boş yerlere ekip çoğaltırdım sürekli .
Ya beslediğim kediler, japon dediğimiz kuyruğu kesik olan ne yapıyor acaba. Evren, sanki her şeyi önceden düzenliyor. Yıllarca kedi baktığımı herkes bilir. Müşterilerimiz bile alışmıştı hepsine. On beş tane kedi besliyorduk arka bahçemizde. Karşımızdaki apartmana yeni taşınan bir aile çok şikayet ettiği için vazgeçmiştim kedilerimden kısa bir süre önce.
Önce uzak bir yere götürüp bırakalım diye düşündük eşimle, kıyamadık sonra. Yemek vermemeye başladık kahrolarak. Kıyamam güzellerime üç gün sonra kendiliğinden terk ettiler bizi. İnsanlardan daha anlayışlı çıktılar. Şimdi düşünüyorum da, ne zararları vardı ki...Sabah ve akşam gelirler, mamalarını yedikten sonra dağılırlardı. Bir aile herkesin düzenini ve yaşamını değiştirebiliyor. Bırakın aileyi bir kişi bile aynı şeyi yapabiliyor. Bize yaptıkları gibi... durduk yerde mekanımdan, şehrimden oldum.
Ya osman kedim yaşasaydı ne yapardım. Önce onu kaybettim, sonra şikayetle diğer kedilerimiz dağıldı. Evren sıraya soktu sanki...Daha çok üzülürdüm o zaman.
Su kaplumbağalarımı bile veterinere bıraktık bakması için.
Sardunyalarıma çok ağladım zaman zaman. Sanki ağlayacak başka şey yok gibi...
Ama bu kadar metanetli, sabırlı, tevekkel olduğumu ben bile bilmiyormuşum. Her şer de bir hayır var derdim hep. Anneannemden ve annemden hep öyle duydum çünkü.
Şimdi de tüm gönlümle aynı şeyi söylüyorum. başka hiç bir kuvvet beni işimden ve şehrimden ayıramazdı. İşten başka hayat olduğunu ve ondan keyif alınabileceğini öğrendim çünkü. Evrene hep teşekkür ediyorum, kötü olan her şeyi iyiye çevirebilme özelliğini verdiği için.
Nerden nerelere geldim yine, Zerrin'den sonra ne yaptım biliyormusunuz. Aylardır ellemediğim ve takmadığım meşhur gümüşlerimi düzenledim ve resimledim. Sakın görgüsüzlük olarak algılamayın, gümüş sevenler beni anlayabilirler. Bazı gümüşlerimi, bu gün arasam asla bulamayacağımı biliyorum. Kırk yıldır gümüşten başka bir takı kullanmadım çünkü...Umarım sizde beğenirsiniz. Bu yazının fotoğraflarını bugün yeniledim. Çünkü ilk çektiklerim oldukça kötüydüler. Şimdi daha iyi olduklarını düşünüyorum.
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 

                               


0 yorum yap:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More