30 Eylül 2010 Perşembe

Arpa Şehriyeli Bulgur Pilavı

Bu akşamüstü ekmeğimiz azdı. Ekmek hamuru yoğurmuştum ama, hamuru çikolatalı yaptığım için zeytinyağlı yemeğimizin yanında ekmek kalmadı. Bende üç kişilik, bir öğünde bitmesini istediğim, az ölçüde yaptığım bulgur pilavının tarifini sizinle paylaşmak istedim. Hemen hemen tüm reçetelerim gramlı oluyor.
Mutfağımın  olmazsa olmazları var. Bunlardan birisi küçük bir yemek çalar saati. Diğeri sinbo marka çok ucuz bir mutfak tartısı. Nelere para vermiyoruz ki...Çünkü tartı olmazsa, el kararı ile yapılan her şeyin lezzeti sürekli değişik oluyor. Bir öncekine benzemiyor. Mutfağa tutkuluysanız, en azından tartınız olmalı diyorum. Küçücük bir mutfak  defteriniz de olursa, etariflerinizi yazar ve sürekli aynı lezzette ürünler çıkarırsınız. Artık defter de tutulmuyor ya! Bilgisayar tüm bilgilerimizi depoluyor nasılsa.
MALZEMELERİ:
100 gram arpa şehriye
300 gram pilavlık bulgur
750 gram soğuk su
50 gram kırmızı paprika biber(doğrayıp derin dondurucuya koyduğumdan kullandım)
10 gram tuz
2 gram tatlı toz kırmızı biber
Tuzlukla karabiber
İsteğe bağlı kuru kekik
50 gram rivyera zeytinyağı
20 gram tereyağı
1 çay bardağı konserve mısır
 YAPILIŞI:
1- Küçük bir çelik tencerede yağları kızdıralım ve arpa şehriyeyi kavuralım.
2- Arpa şehriye pembeleşince paprika biberi atalım. 5 dakika sonra tencerinin ortasını havuz gibi açalım.
3- Toz kırmızı biberi atalım ve mis gibi kokuncaya kadar karıştıralım ve suyu ekleyelim.
4- Su kaynayınca tuzu ve bulguru atalım tencereye. Tekrar kaynayınca mısırı ekleyelim.
5- Beş dakika hızlı ateşte suyunu çektirelim, isteğe bağlı olan kekiği atalım.
6- En küçük ocağın yarım ateşinde 10 dakika demlendirip, ocağı kapatalım ve bir kez kenarlarından içeriye doğru karıştıralım.




Ankara'da Atık Yağ Toplayan Varmı?

Ben mümkün olabildiğince çevreci olmaya özen göterenlerdenim.İzmir'de restoranımızın fritöz yağlarını yasal olarak toplayan firmamız vardı. Mavi plastik bidonlar bırakırlardı belirli aralıklarla. Çevre ve Orman Bakanlığının yemek sektöründe olan mekanlara uyguladığı ve belediye tarafından sıkça kontrol edilen bir uygulamaydı. Bu nedenle fritöz dışında,yemek yağlarını  ve ton balıklı salatada kullandığımız ton balıklarının yağlarını da beş kiloluk kavanozlarda biriktirip, atık yağ toplayan firmanın verdiği bidona döküyorduk. Bazı çevreci arkadaşlarım bile evde küçük kavanozlarda biriktirip, bana getirirlerdi. Lavaboya döktüğümde çok üzülüyorum,içim acıyor.
Ama Ankara'da böyle bir sisteme rastlayamadım.Kavanozda biriktirdim atık yağları ama,nereye verileceğini bilemediğimden, kavanozun kapağını sıkıca kapatıp, çöpe attım üzülerek. İnşallah birisi bu yazdıklarımı okur ve bana bilgi verir. Sevgiyle kalın. İşin ucundan tutsak bile doğaya yardımımız olur diyorum...

29 Eylül 2010 Çarşamba

Damla Çikolatalı Ekmek

Bu gün, önceden verdiğim ekmek hamurunun içine damla çikolata ve fildişi(beyaz kuvertür çikolata) çikolatayı ekleyerek yaptığım tarifi yazacağım. Fildişi çikolatayı metro grosmarketten elit marka almıştım. Çok uzun zaman kullandım ve nihayet bugün bitirdim. Dışarıda muhafaza ettiğim için, bıçakla marul doğrar gibi rahatlıkla doğrayabiliyorum. Ama çikolataları, hamuru ikinci yoğurmamdan sonra hamurla birlikte yoğurmayıp, dalyan köfte malzemesi içi gibi hazırladığımdan ortada kaldı çikolatalar. Bir kez daha yapacağım ve ikinci kez yoğururken hamura katıp birlikte yoğuracağım. Şimdi tarifi yazıyorum.

HAMUR MALZEMELERİ:
300 gram buğday unu(konya unu kullandım)
100 gram tam buğday unu(sinangil kullandım)
2 çorba kaşığı sıvıyağ
1 çorba kaşığı un
1 çorba kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı tuz
250 gram sıcağa yakın su
1 çay bardağı damla çikolata
2 çorba kaşığı fildişi çikolata
Yarım paket yaş maya(21 gram)

YAPILIŞI:
Yaş maya, 250 gram su, 1 çorba kaşığı toz şeker,bir çorba kaşığı unu karıştırıp 10 dakika mayanın kabarmasını bekleyelim. Unun ortasını havuz gibi açalım, 2 çorba kaşığı sıvıyağ ve tuzu ekleyip 5 dakika yoğuralım. 25 dakika üzerini örtüp mayalanmasını sağlayalım(ben hamur yoğurduğum kaba naylon torba geçirip, torbanın üzerine havlu ile örtüyorum). 25 dakika sonra hamuru tezgaha alıp, 4 dakika daha yoğuralım(bu gün yaptığım hamuru 2 ye ayırdım(diğer yarısını da zeytinli ve cevizli ekmek yaptım). Hamuru tezgaha yayıp ortasına çikolataları yerleştirdim. Hamuru kapatıp fırçayla yağladığım 25-11,5 ölçülerinde dikdörtgen kalıba koydum ve üzerini bıçakla çizdim. Sonra yine torba ve havluyla örtüp 20 dakika daha kabarmasını sağladım. 20 dakika sonra üzerine fırçayla süt sürüp önceden 190 derecede ısıtılmış fırında 35 -40 dakika  pişirdim. Birkez daha yaptığımda çikolataları hamura katıp pişireceğim onu da sizle paylaşacağım. Afiyet olsun...




                                           
                                             














 

Şeftalili Pay

Bu payı da oğluşumun önerisiyle denedim bugün. Çünkü elmalı pay çok sevilen bir tatlı. Tarçın ve cevizin bu denli yakıştığı meyve olmaz diyordum. Ama bir kez de armutlu pay yapmıştım. Armutu aynı elma gibi kuşbaşı doğrayıp şeker ve tarçınla pişirmiştim biraz.
Ama şeftalili pay yapmaya karar verince düşündüm de, şeftali elma ve armut gibi sert bir meyve değil. Hemde şeftalileri en sertinden seçmeme rağmen...Ben de bir adet şeftaliyi önce zar gibi doğradım ve çatalla ezdim. Tarçın, toz zencefil ve şeker ekleyerek marmelat gibi yaptım. Biraz sonra malzemeleri ve tarifini yazacağım nasılsa...

HAMUR MALZEMELERİ:
240 gram un
100 gram margarin
60 gram pudra şekeri
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 fiske tuzu

İÇ DOLGU MALZEMELERİ:
4 adet  çok sert şeftali
1 çay kaşığı tarçın
2 tatlı kaşığı labne peyniri
Yarım tatlı kaşığı toz zencefil(rendenin en ince yerinde rendeliyorum)
1 su bardağına yakın irice ezilmiş ceviz
1 çorba kaşığı silme toz şeker

Önce hamuru yoğurup,streç filmle sarıp buzdolabına  kaldıralım. Hamur yarım saat dinlenirken iç malzemesini hazırlayalım. Bir adet şeftalinin çekirdeğini çıkarıp, çatalla, rendeyle veya karıştırıcı ile marmelat yapılacak gibi inceltelim. Küçük bir tencerede tozşeker, tarçın ve toz zencefille birlikte pişirelim. Biraz macunlaşınca ocaktan alalalım. Ilınınca 2 tatlı kaşığı labne peynirini ekleyelim. İyice soğuması için 10 dakika derin dondurucuya atalım. Daha sonra 2 adet şeftalinin kabuklarını ezmeden soyarak incecik dilimleyelim.
Hamuru dolaptan çıkarınca(üstü için biraz ayırıp) unlanmış tezgahta merdane ile açalım. Hafif yağlanmış 20 cm çapında tart kalıbına yerleştirip üst fazlalıklarını merdane ile keselim. Bundan önceki tariflerimde anlatmıştım bir kez daha tekrarlamakta yarar var diye düşünüyorum. Hamuru açtıktan sonra tart kalıbından 2 cm daha geniş bir kalıp veya tencere kapağıyla kesersek hamuru, daha rahat yerleşiyor kalıba.
Labneli karışımı dolaptan alıp hamurun üzerine yayalım ve spatulayla düzeltelim.(ılıkken hamuru cıvıklaştırdığı için derin dondurucuya koyuyoruz). Sonra cevizi labneli karışımın üzerine döküp yerleştirelim. Üzerine dilim şeftalileri dizelim. Kalan hamuru açıp hamur rulosuyla keselim. Hasır sepet gibi yerleştirelim. 180 derece önceden ısıtılmış fırında 35 dakika pişirelim. Fırından çıktıktan 5 dakika sonra çay süzgüsüyle pudra şekeri serpelim. İyice ılınınca (elmalı payı buzdolabına koymuyoruz, ama şeftalilerin altında labneli sos olduğu için ) bir saat kadar buz dolabında soğutup servis yapalım. Afiyet olsun.

Derin Dondurucuda Dondurulan Yaz Türlüsü

Dün kendime zaman ayırmıştım. Bir gün önceden yemeklerimi yapmış ve size yazmıştım tariflerini. Bu sabah önce evi süpürüp, paspas yaptık eşimle birlikte. Her gün süpürüp, paspas yapmak durumundayız çünkü Rex'imiz var(2 yaşında alman kurt köpeğimiz). Her gün taranıyor, yine de süpürmeden olmuyor. Mutfağa girmesi yasak tabii ki. Üstelik evde halı da yok, çünkü halıya yapışıyor tüyleri. Olsun, gülü seven dikenine katlanıyor. İyi ki varsın rex...
Geçen tariflerimde bamyayı zeytinyağ dışında tüm malzemesiyle hazırlayıp, derin dondurucuya koyup, sonra düdüklü tencerede pişirişimi tariflemiştim.
Bugün de  yaz türlüsünü anlatacağım size.


MALZEMELER:
Yarım kilo taze fasulye
1 adet patates
2 adet küçük kabak
3 adet kabukları soyulmuş domates
2 adet çok ince havuç
2 diş sarımsak
2 adet yeşil biber
1 adet kırmızı paprika biber
1 adet büyük kuru doğan
1 tatlı kaşığı silme domates salçası
1 çay kaşığı tuz
Tuzlukla karabiber

Pazara gittiğim gün(çok yorgunsam eğer birgün sonra), o gün pişireceğimin dışında, tüm sebzeleri pişecek gibi malzemeleriyle hazırlayıp, poşetlerde derin dondurucuya kaldırdığımı yazmıştım. Hem her hafta pazara gitmemiş oluyorum, hem de daha kolayıma geliyor. Ellerim sadece birgün soğan, sarımsak kokuyor. Diğer günler dolaptan çıkarıp düdüklü tencerede pişirmek kalıyor. Yukarıda yazılan  malzemeleri ocağa yemek koyacakmış gibi hazırlayıp, poşetle derin dondurucuya kaldırmıştım. Bu sabah dolaptan çıkarıp  bir saat sonra tencereye zeytinyağını koyup 1 çay bardağı su(patates olmasaydı yarım çay bardağı koyacaktım) ekleyip, düdüğünü indirdikten sonra 12 dakikada pişirdim. Ama  daha çok erimesin diye 3 dakika sonra havasını çıkartıp, tencereyi açtım ve servis tabağına aldım.Umarım size de pratik gelir ve denersiniz.

28 Eylül 2010 Salı

Hardal Rulo Sos

Restoranlara yemeğe gittiğimizde özellikle tavuk şnitzel siparişi verdiğimizde,gelen serviste garnitürlerin yanısıra şnitzelin üzerine limonla birlikte sucuk kalınlığında hadal kalıbı gelir ya;
İşte o hardalın tarifini vermeye çalışacağım şimdi.

MALZEMELERİ:
165 gram oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
10 gram sızma zeytinyağı
70 gram hardal
Tuzlukla serpilmiş tuz ve karabiber
2 gram kekik

Tüm malzemeleri borcamda karıştıralım(ben bir kullanımlık eldivenle yapmayı tercih ediyorum,çünkü karıştırıcıya çok yapışıyor. Hem de yıkanınca hardalın rengi kalıyor). Önce çatalla ezip sonra eldivenle karıştırabiliriz. Sonra  tezgaha dikdörgen şekilde folyo kağıt serelim. Karışımı tatlı kaşığıyla folyo kağıt üzerine dökelim. Sucuk kalınlığında rulo yapıp, uçlarını bağlayalım ve derin dondurucuya kaldıralım. Tavuk şnitzel veya ızgara dana bonfile üzerinde keyifle kullanabiliriz( kesme tahtasının üzerinde folyonun ucunu açarak sucuk dilimi gibi keserek, etlerin üzerine limon dilimiyle birlikte servis edelim).
Hardal tutkusu olanlara dijon marka hardal almalarını öneririm. Uzun zaman kullanabileceğiniz bu sosu deneyeceğinizi umuyorum. 
Dijon hardal ile bilgilerimi paylaşmak istiyorum sizlerle.

İlk kez Paris'in güneydoğusundaki Dijon şehrinde 1856 yılında üretilmiş. Hardal tohumlarını sirke yerine koruk la ezince daha güzel bir lezzet çıkmış. Dijon hardalının ünlü olmasının nedeni topraklarının potasyum açısından zengin olmasıymış. Ama bugün dünyadaki hardalın hemen hemen tamamını Kanada üretiyormuş. Dijon da potasyumu kuvvetli toprakları nedeniyle üzüm ekimine yönlenmiş. Bugün hala Dijon merkezinde hardal üretimine devam eden dükkan varmış. Üç çeşit hardal tohumu baharat olarak kullanılıyormuş. Kahverengi tohumları köri yapmak için başka baharatlarla karıştırılıyormuş(köri nin hardalla yapıldığını bende yeni öğrendim).

Çam Fıstığı Ve Şam Fıstığı

Bolonez sosun malzemelerini yazarken 10 dakikam fıstığa ayrıldı. Çok çalıştığımı yazmıştım ya önceden, merak edip bakamadığım o kadar çok şey var ki. Hep sonra dediğim... Şimdi anında elimde ne varsa bırakıp arama motoruna yazıyorum ve okuyor ve öğreniyorum. Malzemelere önce helva fıstığı yazdım, diğer kaynanam eşim göz ucuyla görmüş olsa gerek, neden çam fıstığı yazmadın dedi. Çam mı, şam mı emin değilim dedim ve yazıyı bırakıp öğrenmeye uçtum. Size de anlatayım.
Çam fıstığı, fıstık çamından elde ediliyormuş. Dolma, sarma, tatlı, şerbet ve meşhur irmik helvasında kulandığımız fıstık yani...
Şam fıstığı ise sakızağacıgiller familyasından olup kabuklu bir meyveymiş. Bizim, yani İzmir' lilerin çerez dediği
Ankara' lıların kuru yemiş dediği Gaziantep'te yetişen kabuklu meyvenin içi... Meşhur antep fıstığı.
Hep birlikte öğrenmiş olduk. Sevgiyle kalın.

Neden Kaminetto

 

Hakkımda bölümünde açıklayamadığımı şimdi yazmak istedim. Bu blogtan önce başka bir blogta kamineto adını almıştım. Sonra bu bloga geçmeye karar verdim ama bu ad başkası tarafından kullanılmıştı. İlle de kamineto olsun dediğim için çift t kullanmak durumunda kaldım. Biliyorsunuz 54 yaşımdayım ve yazmaya yeni başladım.
Yedi sekiz yaşımdayken babaanneme gitttiğimizde kahveyi nasıl hazırlıyordu biliyormusunuz? Kilimin üzerine yere sağ dizi yukarıda sol dizi de allta otururdu hep. Büyük bir törenle, oval hasır selesini çıkarırdı. Selenin üzerinde ve zemininde  kanaviçe işlenmiş örtüler dururdu. Üst örtüyü kaldırınca teneke bir kutuda toz şeker, yine teneke bir kutuda türk kahvesi, yanyana dizilmiş minnoş fincanlar, fincanların tabakları üst üste(yer kaplamasın diye),bakır cezve, bir de kamineto dururdu(yani ispirto ocağı). Sadece kaminetoyu nasıl yaktığını hatırlamıyorum. Selenin olmazsa olmazı teneke gibi bir çay kaşığı.
Babamın anlattığına göre babaannem ve dedem pomakmış. Bulgaristan'dan İzmir Urla'ya gönderilenlerden.Islah çalışmaları nedeniyle galiba. Babam pomak olduklarını söyleyince babaannem çok kızardı.Ben o zamanlar hiç anlamazdım bu işleri. İki üç yıl önce bilgisayar kullanmayı öğrenince arama motorundan öğrenmiş oldum tabii ki. Pomaklar pomakça konuşan müslüman  bulgarlarmış yanılmıyorsam. Çok değişik insanlardı babaannem ve dedemler. Çok çalışkan ve modern görüşlülerdi. Hele babam yorulmak nedir bilmezdi. Hepsine rahmet diliyorum. Yani ben evlenmeden önce Urla nüfusuna kayıtlıydım. İşte kaminetto blogu böyle oluştu.
İki ay önce Ankara'da bir telekom şubesine yolum düştü. Sıramı beklerken önümüzden sarışın tıkır tıkır yürüyen bir hatun geçti. Eşime hemen; bu hatun göçmencik, bizden vallahi dedim. Numaratörden aldığımız numaramız da ona denk geldi. Göçmenmisiniz diye sorunca pomak olduğunu söyledi. Hemen muhabbete başladık. Dünya tatlısı bir hatun. Ama o soyunu biliyor, memleketinde akrabalarıyla halen görüşüyormuş. İlerde  bir kahve içmek üzere sözleştik ve ayrıldım ordan. İşte böyle...
Her şey rastlantı diyorum bu evrende.
KAMİNETTO adını çok seviyorum. Burnuma kahve kokusu geliyor,o yaşlarda arap olursun diye vermedikleri, benim içemediğim mis gibi kahve...
Bu yazıyı 29 eylül 2010 da yazmıştım.
Eklemek istediklerim oldu biraz önce...
Her şey ne kadar kıymetliymiş yıllar önce. Tek lüksümüz sadece teneke kutulardaki kahveleri içmek değilmiş. Şimdi fotoğraflarını ekleyeceğim çay takımı, annem evlenince dedemin Söke'li bir aile dostu tarafından, anneme düğün hediyesi olarak verilmiş. ne kıymetliydiler bilseniz...Senede üç gün çıkardı ortaya. Hemde ne törenle. Abimin ve benim doğum günlerimizde ve annemla babamın evlilik yıldönümlerinde. Çay içerdik büyük bir heyecanla, yanında kekimiz veya pastamız olurmuydu hatırlamıyorum hiç. Hatırladığım şey fincan takımının çıkarılmasıydı...
Şimdi annemin nikah yüzüğü, kelepçeli kol saati ve tam takım bu fincanlar bende duruyor. Oğluşuma geçmek üzere saklamıyorum hep bakıyorum.
 
 




Bolonez Sos

Profesyonel mutfaklarımdan alışkanlık olsa gerek, soslarımı çok pişirip, derin dondurucuda daima porsiyonluk donduruyorum. Otuz beş yıllık çalışma hayatımda zamanım çok kıymetli olduğu için, bu çözümleri ürettiğimi düşünüyorum.
Örneğin 200 gram kıyma ile yapılan bolonez sos bir öğünlük oluyor. Bir kilo kıymadan yapılan bolonez sos beş öğünlük olduğu için, yapım aşamasında geçen zamanın aynı olduğunu da hesaba katarsak, dört zaman dilimi bizim oluyor.
Şimdi size bir kilo kıymadan yapılan bolonez sos reçetesi vereceğim. Bu reçete onlarca yıldır yapılıyor ve çok beğeniliyor. Bu nedenle güvenle yapabilirsiniz.

MALZEMELERİ:
1 kilo dana kıyması
1 kilo +75 gram kabuğu ile tartılmış kuru soğan
350 gram yeşil taze biber
550 gram havuç
2 kilo domates
90 gram domates salçası
1 çay bardağı rivyera zeytinyağı
5 diş sarımsak
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı karabiber
2 çay kaşığı tuz
3 adet defne yaprağı
1 çay kaşığı kekik
400 gram sıcak su
1 çay bardağı çam fıstığı(isteğe bağlı)

YAPILIŞI:
1- Büyükçe bir tencerede rivyera zeytinyağı ve kıymayı kavuralım.
2- 5 dakika sonra robotta çekilmiş kuru soğanları, ince doğranmış sarımsakları ve rendelenmiş havuçları atalım.
3- 5 dakika sonra ince doğranmış yeşil biberleri ekleyelim.
4- Tencerenin ortasını havuz gibi açarak salçayı ekleyip 3 dakika kavuralım .
5- Kabukları soyulmuş  kuşbaşı doğranmış domatesleri ekleyelim (Metro Grosmarketten 9 liraya satın aldığım domates soyacağı işimi inanılmaz kolaylaştırıyor. Mutfak malzemesi reyonunda bulabilirsiniz).
6- 10 dakika kadar domatesleri  kavurduktan sonra tüm baharatları ekleyelim.
7- 400 gram sıcak suyu ekleyip sos kaynadıktan sonra yarım saat kısık ateşte özleştirelim.
8- Ocağı kapattıktan sonra defne yapraklarını çıkaralım.
9- Ilındıktan sonra kendimize göre porsiyonlara ayıralım, kepçeyle buzdolabı poşetlerine boşaltalım.
10- Kepçeyle her seferinde sosu karıştıralım, karıştırmazsak son poşetteki sos sulu ve malzemesiz kalıyor.

İsteğe bağlı çam fıstığı kullanacaksanız kıymayı tencereye atmadan önce yağda 3 dakika gibi kavurup, kıymayı sonra ekleyelim. Dört bolonez sos zamanı da size kalmış oldu...afiyetle...
Bu tarifi yazdıktan sonra, kontrolörüm canım oğluşum benimle dalga geçti.Sözlerini aynen aktarıyorum:
AMAAANNN ANNEE KİM BİR KİLO KIYMADAN BOLONEZ SOS YAPAARRR. NEDEN AZ KIYMAYLA TARİF VERMEDİN...
Mutfağı  benim gibi  düşünen birileri vardır diyorum. Veya ölçüler nasılsa gramlı. İsteyen ölçekleri küçültme şansına  sahip. Ben bol kepçe alışmışım ya...

Yeşil Mercimekli Pirinç Pilavı

Dün zeytinyağlı  yemeklerimi yaptıktan sonra tariflerini de yazmıştım. Biz Egeli olduğumuz için zeytinyağlı yemekleri soğuk ve dinlenmiş olarak yemeği seviyoruz. Bu gün de zeytinyağlı yemeklerin yanına tarhana çorbası ve pilav yaptım. Tarhana çorbası hep çocukluğumu anımsatıyor bana. Anneannem, annem, annemin bütün arkadaşları evde tarhana yaparlardı. Bu tarhanayı da Varan'ın Afyon tesislerinden almıştım. Çok da beğeniyorum.
Çocukluğum İzmir Tepecik (şimdiki adı Yenişehir) de geçti. Sokak numaramızı dün gibi hatırlıyorum. 1149 sokak, ama kapı numaramız dağarcığımdan silinmiş. Oturduğumuz evin taraçası vardı. Hem çamaşırlarımızı asıyorduk, hemde tarhanalarımızı kurutuyorduk. Annem ve komşuları reçellerin  üzerine kar beyaz tülbentler örtüp güneşte yapıyorlardı.  Afet, Saadet, Sevim, Ergül ablalarım. Neler öğrendim sizlerden. İnşallah ilerde bu yazdıklarımı okuma şansınız olur. Hepinizi çook seviyorum.
Neyse tarhana beni nerelere götürdü. Şimdi mercimekli  pirinç pilavıma dönebilirim.
Hep karbonhidrat ağırlıklı olduğu için yapılanlar, pirinç pilavına yeşil mercimek ekledim (derin dondurucuda önceden haşladığım birer yemeklik poşetlediğim malzemeler hep vardır). Pirincimi soğuk su ve tuzla ıslatarak bir saat beklettim. Önce arpa şehriyeyi kavurdum, sonra suyunu ekleyip, su kaynayınca pirinci attım. Yeşil mercimeği, doğranmış dereotunu,  maydonozu ve kuruttuğum reyhanı ekledim. Baharat olarak karabiber ve köri ekledim. Çok yakıştılar birbirlerine. Denerseniz beğeneceğinizi umuyorum.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Düdüklüde Zeytinyağlı Kereviz

Bu günkü menümde zeytinyağlı kereviz de vardı. Artık mutfakta ne pişirsem size tarifini yazıyorum ve resimlemeye çalışıyorum. Ben çoğunlukla sebze yemeğe ve yedirmeye yatkın bir mutfağı benimsiyorum. Çok yakın bir zamanda vejetaryen beslenenler için çok güzel tarifler vermeye başlayacağım. Her bir tarifi önce kendi mutfağımda yapıp, resimlemeye çalışacağım.
Bu günkü kerevizi de düdüklüde pişirdim.
Vejetaryen sözcüğünü dün yazımı yazarken vejeteryen olarak yazmıştım. Bu sabah kalktığımda aklımdaydı sözcük. İçime sinmemeşti çünkü. İnternette değişik yazılımları var . Oğluşum Türk Dil Kurumu sayfasına bak deyince, hemen dediğini yaptım. Sitede sıkça yapılan yanlışlara doğrular adı altında bir bölüm var. Aradığımız kelimeyi yazıyoruz, yanlış olan kırmızı, doğru olan yeşille yazılmış. Çok hoşuma gitti. Belki siz de kullanırsınız diye paylaşmak  istedim. Sözcüğün doğrusu vejetaryen olarak çıktı. Ve hemen dün yazdığım sayfaya girip, sözcüğü düzelttim, size de bilgi vermek istedim. Ne güzel bu gün de yeni ve doğru bir şey öğrendim ve paylaştım.Şükürler olsun diyorum.  


MALZEMELER:
3 adet kereviz ve yaprakları
3 adet küçük ve ince havuç
1 adet patates
1 adet kuru soğan
2 adet sarımsak
1 çay bardağı konserve bezelye
1 adet limon suyu
Yarım portakal suyu
Tuz
Yarım çay bardağı rivyera zeytinyağ

Soğanı kuşbaşı,  patatesleri zar şeklinde, havucu ince dilim,kerevizleri de halka şeklinde doğrayalım. Tüm malzemelerle birlikte limon ve portakal suyunun dışında hiç su eklemeden düdüklüye koyalım. Buharı çıkıp tencerenin düdüğünü indirdikten sonra 6 dakika pişirelim. Önceleri ben de soğan ve sarımsağı ve biraz da havuçları kavuruyordum. Şimdi hepsini çiğden atıyorum tencereye. Daha sağlıklı olduğuna inanıyorum çünkü. Denemek isterseniz çok memnun kalacağınıza inanıyorum. Afiyet olsun.




Derin Dondurucuda Dondurulan Zeytinyağlı Bamya

Ben pazar alışverişimden sonra bir günümü sebzelerimi pişecek şekilde hazırlayıp dondurucuya kaldırıyorum. Böylece bir gün soğan ve sarımsakla uğraşmış oluyorum. Restorancılıktan alışmış olduğum bir düzen bu. İmalat günüm oluyor.Diğer günlerde de, ne pişirmek istersem derin dondurucudan çıkarıp 45 dakika çözülmesini bekleyip sadece zeytinyağ ekleyerek düdüklüde pişiriyorum.
Yarım kilo bamyayı önce yıkıyorum, sonra ayıklıyorum. Çünkü,  önce temizlenip yıkanan bamyanın sümüksü dokusu çıkıyor ve eziliyor. Daha sonra 1 adet kuru soğan, 2 diş sarımsak,1 tatlı kaşığı salça, 3 adet kabuğu soyulmuş domates, 2 adet yeşil biber, 2 adet kırmızı paprika biber, 1 limonun suyu ve tuzu ekleyip, çok hırpalamadan  karıştırıyorum. 
Buzdolabı poşeti veya temiz bir poşete koyup derin dondurucuya kaldırıyorum. İstediğim zaman 45 dakika önce çıkarıp, 1 çay bardağı su ve zeytinyağ ekleyerek düdüklü tencerede 8 dakika pişiriyorum (buharı çıkıp, düdüğünü indirdikten sonra, tıslama sesi artınca kısıyorum ve saat tutuyorum). Bu gün zeytinyağlı bamya vardı menüde. Çok da güzel oldu. Siz de deneyin, çok memnun kalacağınızdan eminim. Afiyet olsun.

Beşamel Soslu Ispanaklı Kiş

Geçen gün şarküteri ürünleriyle denediğim kiş hamurunu bu gün ıspanakla denemek istedim. Yine elmalı pay hamurumdan şekeri çıkararak, bir kaşık yoğurt ilave ederek hazırladım hamuru. Bundan önce tariflediğim kiş hamuruna iki kaşık yoğurt eklemiştim. Şimdi yapımına geçelim.

HAMUR MALZEMELERİ:
240 gram un
100 gram margarin
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı yoğurt

DOLGU MALZEMESİ:
2 demet ıspanak
1 tatlı kaşığı zeytinyağ
1 çorba kaşığı tereyağ veya margarin
30 gram un
200 gram süt
125 gram rendelenmiş kaşar
Tuz ve karabiber

YAPILIŞI:
1- Önce ıspanağı yıkayıp, doğradıktan sonra süzgüye koyalım suyunun süzülmesi için.5 dakika sonra 1 tatlı kaşığı zeytinyağ koyduğumuz tavada suyunu çekinceye kadar kavuralım. Tuz ve karabiber ekleyelim ve tekrar süzgüde suyu süzülünceye kadar bekletelim(hamurun ıspanak tarafından yumuşatılmaması için).
2- Şimdi beşamel sosu yapıyoruz. Küçük bir çelik tencereye margarini atalım, eridikten sonra unu ekleyip 5 dakika kısık ateşte kavuralım. Soğuk sütü ekleyip ateşi arttırarak çırpacakla sürekli karıştıralım. Tuzlukla tuz ve karabiber ekleyip kaynadıktan 2 dakika sonra ocağı kapatıp, bir yumurtayı katalım ve çırpmaya devam edelim .Ispanak ve beşamel sos soğurken hamuru hazırlayalım.
3- Tüm hamur malzemelerini bir kapta karıştırıp, tezgahın üzerine alıp 5 dakika yoğurmaya devam edelim.
Streç folyoya sarıp buzdolabında yarım saat dinlendirelim.
4-Beşamel sos, ıspanak ve rendelenmiş kaşar peynirinin yarısını karıştıralım iyice.
5-Hamuru buzdolabından alıp unlanmış tezgahta merdane ile açalım Tart kalıbına yerleştirip kenar fazlalıklarını merdane ile keselim. Bıçakla hamurun tabanını 7-8 yerinden çizelim(hamurun düzensiz kabarmaması için). Ve 180 derecede ısıtılmış fırında 15 dakika pişirelim. 15 dakika sonra fırından çıkarıp beşamelli karışımı spatula yardımı ile hamurun üzerine yayıp, kalan kaşar peynirini serpelim.
6- Hamurdan kalan parçayı yeniden merdane ile açıp, hamur ruletiyle yarım cm eninde keserek sepet örgü şeklinde beşamelli sosun üzerine yerleştirelim. Ve kaşarlar kızarıncaya kadar(ben 20 dakika daha pişirdim) pişirelim. Umarım siz de dener ve beğenirsiniz.


Gazozlu Kek




Bu kekin tarifi 35 yıldır tarif defterimde bu günü bekliyormuş. Çok sevdiğim Ringo Sevim dediğimiz canım Sevim abla nın benden başkası güzel yapamıyor dediği kek. İçinde hem yağ hem de kabartma tozu yok, gazoz kabartma tozu ve yağın görevini görüyor. Ben bugün yaptım ve çok güzel oldu. Siz de denerseniz çok beğeneceksiniz.


MALZEMELER:
1 adet küçük uludağ gazoz
5 yumurta
250 gram toz şeker
350 gram un(sinangil normal un)
1 paket vanilya
1limon kabuğu rendesi
15 gram kuş üzümü
25 gram damla çikolata
10 gram hindistan cevizi
3 gram tarçın
30 gram sultaniye kuru üzüm
3 adet kuru kayısı
1 adet kuru incir

YAPILIŞI:
Yumurtaları bir kapta mikserle 3 dakika çırpalım, sonra şekeri ekleyip 5 dakika daha çırpmaya devam edelim. Gazozu dökelim(biraz fazla köpürüp kabarıyor). Tahta kaşıkla 2-3 tur karıştıralım ve unu ekleyelim. karıştırmaya devam edelim, köpürmesi geçince tüm malzemeleri ekleyerek karışımı kıvamlı bir hale getirelim ve kek kalıbına boşaltalım. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 35 dakika pişirelim. Fırın farklılıklarından ötürü yine de hamura bıçak batırarak pişme durumunu kontrol edelim(bıçağa hamur yapışmaması gerekiyor). Bir denemeden sonra pişme süresini ayarlayabiliriz. Afiyet olsun...

26 Eylül 2010 Pazar

Ricotta Peynirli Kurabiye

Bugün bizim sülale kadınlarımızın meşhur lorlu kurabiyesini yapmak istedim.Ama Ankara'da tatlı lor bulamadım, peynir reyonundaki çalışanın önerisi ile Eker süt ürünlerinin kiloyla satılan ricotta peynirini aldım. İtalya'da cheese cake ricotta peyniri ile yapılıyor. Eve gelip hemen denedim, çok da güzel oldu. 

MALZEMESİ:
250 gram ricotta peyniri
125 gram margarin
315 gram un
250 gram toz şeker
1 yumurta
1 adet kabartma tozu
Üzerine koymak için parça ceviz

Tüm malzemeleri bir kapta yoğurup, bir saat buzdolabında dinlendirelim.Yumuşak bir hamur oluyor. Toplar halinde yuvarlayarak tepsiye dizelim. Üzerine çukur açıpceviz koyalım.Önceden  180 derecede ısıtılmış fırında 30 dakika pişirelim.

Çikolatalı Turta

Limonlu turtanın  hamurunu öğrenip uygaladıktan sonra, bu kez dış hamurunu bire bir kullanarak iç dolgu malzemesini çeşitlendirme denemelerine başladım. Ve iç dolguyu kakaolu yaptım bu kez. Limonlu turtanın lezzeti daha iç açıcı, daha ferah ve daha yazımsı bir lezzet. Çikolatalı turta daha kışlık, daha baygın gibi oldu ama çikolata severlerin çokluğunu da azımsamamak gerekiyor. Biz çok beğenerek yedik...
HAMUR MALZEMESİ:
240 gram un(sinangil normal un)
85 gram toz şeker
85 gram margarin
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
KREMALI DOLGU MALZEMESİ:
270 gram süt
85 ram toz şeker
1 yumurta+1 yumurta sarısı
30 gram un
15 gram mısır nişastası
2 çorba kaşığı labne
1 çorba kaşığı tepeleme kakao


YAPILIŞI:
1- Krema hazırlığı için labne peyniri dışında tüm malzemeleri çelik bir tencerede çırpacakla iyice çırpalım ve ocağa koyup sürekli karıştıralım. Kaynayınca ateşi kısıp 1 dakika daha karıştırıp ocaktan alalım. Ilınmasını bekledikten sonra 2 çorba kaşığı labne peynirini katarak kıvamlı bir hale getirelim.
2- Sonra bir kaba tüm hamur malzemelerini katıp yoğurmaya başlayalım. Tezgahta yoğurma işlemine 5 dakika  daha devam edelim. Streç folyaya sarıp 20 dakika buzdolabına kaldırıp dinlendirelim.
3- Hamuru dolaptan çıkarıp ikiye bölelim.  İlk parçayı  un serpilmiş tezgahta üstüne de çok az un serpip merdane ile açalım. Çapı kalıptan 1,5 -2 cm daha geniş başka bir kalıp,tabak veya tencere kapağıyla(düzgün yuvarlak olması için) kesip hafif yağladığımız 18-20 cm çapında  kalıba yerleştirelim. Kenarlarının 1 cm gibi yüksek olmasına dikkat edelim. Hamuru parmaklarımız yardımıyla hafifçe bastıralım ve kakaolu kremayı hamurun kenarlarından 1,5 cm uzak olacak şekilde hamura dökelim. Kaşığın tersiyle bombeli olacak şekide düzeltelim.
4- Sonra diğer hamuru ilki gibi açalım onu ilk hamuru kestiğimiz kapak veya tabakla kesip  kakaolu kremanın üzerine yavaşça bırakalım.
5- Kenarlarını alttaki hamurla birleştirelim. Aralık kalmamasına özen gösterelim.Hamurun  ortasını  sivri uçlu bir bıçakla delelim. Bu işlemi yapmadığımızda turta değişik yerlerinden kabarıyor ve görüntüsü bozuluyor.
6- 170 derecede önceden ısıtılmış fırında 30 dakika pişirelim. Fırından çıktıktan 5 dakika sonra çay süzgüsüyle pudra şekeri serpelim. Buzdolabına girecek kadar ılındıktan sonra 4 saat kadar buzdolabında soğutalım. Dışının soğuması yanıltabiliyor bizi, ama iç kreması kolay soğumuyor. Soğumadan kesmeye çalışırsak da kreması dağılıyor. Ben akşam geç saatte yapıp bir gün sonra servis yapıyorum. Umarım siz de dener ve beğenirsiniz.

Klasik Kek

                              
Hepimizin favori keki bu diyebilirim. Ya nişastadan ya baldan, deli gibi yediresi bir lezzet. Mutlaka denmelisiniz.
Bu kekin tarifini de çok beğeniyorum ben. Bizim annelerimizden öğrendiğimiz gibi şeker ve yumurta çırpılmıyor, muffin hamurlarındaki gibi yağ ve şeker çırpılıyor ilk önce. Pamuk gibi oluyor. Önceleri de yaptığım kekler çok güzel oluyordu ama, profilimde bahsettiğim gibi geçen yıl gittiğim pasta ve tatlı kursunda, un ekleninceye kadar, şeker+yumurta veya yağ+şekeri 7 dakika gibi çırpıp, unu ve kabartma tozunu eklediğimde tahta kaşıkla ve bir dakika bile sürmeyen,  unu yedirinceye kadar karıştırmanın çok başarılı sonuç verdiğini öğrenmiş ve görmüş oldum.
Sonuçta öğrenmenin yaşı olmadığına bir kez daha inanmış oldum. Dağarcığıma yeni bir şey kattığımda çok mutlu oluyorum. Bu işi gerçekten çok sevdiğime iyice emin oluyorum.  Eğer mutfak merakınız çoksa malzemelerinizi toptan almayı tercih ederseniz, hem ekonomik hemde elinizin altında malzeme daima var oluyor.Örneğin ben, metro grosmarketten alışveriş ediyorum. Elit marka 1 kiloluk damla çikolata, APM marka ceviz, fındık, badem, fıstık çeşitlerini 1 kiloluk olanlardan tercih ediyorum .Pudra şekeri, kabartma tozu, vanilyayı yarım veya 1 kiloluk kutularda alıyorum. Elit marka bitter ve fildişi kuvertür çikolata kullanıyorum. Hem bereketli hemde ekonomik oluyor.
İlk işyerimi açtığımda tüm ürünlerimi fotoğraflama şansım olsaydı şimdi ne güzel olurdu diye düşünüyorum. Bloga yazı yazacağımı bilme şansım olsaydı... Verdiğim tüm tarifleri 19 yıldır belki de binlerce yapmışımdır . Ama bir haftadır yazdığım için, fotoğraf albümüm de olmadığı için şimdi her tarifimi pişirip size fotoğraflayacağım.
MALZEMESİ:
250 gram dışarda yumuşamuş margarin
220 gram un (Sinangil normal un kullandım )
30 gram buğday nişastası
65 gram toz şeker
100 gram bal
5 adet yumurta
Siyah üzüm, elma kurusu, dut kurusu, tuzsuz badem
1 çay kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı hindistan cevizi
1 çay kaşığı mahlep
1 kahve fincanı damla çikolata
7 gram kabartma tozu
Üstü için 2 çorba kaşığı pudra şekeri

YAPILIŞI:

1- Yumuşamış margarini ve şekeri mikserle 5 dakika çırpalım.Yumurtaları tek tek ekleyeceğimiz için, önceden bir tabağa kıralım (bir elle mikseri tutup, bir elle yumurta kırmak zor oluyor ve yumurtanın kabuğunun düşmesi ihtimali de çok oluyor).
2- Yumurtaları birer dakika ara ile çırpma kabına atarak çırpmaya devam edelim.
3- Mikseri kapatalım, başka bir kapta un+nişasta+kabartma tozunu tahta kaşıkla harmanlayalım ve yumurtalı kaba boşaltıp aynı tahta kaşıkla 1 dakika unu yedirinceye kadar karıştıralım.
4- Badem ve elma kurusunu robottan geçirelim.
5- Tüm malzemeleri hamura ekleyelim.
6- Önceden ısıtılmış 175 derece fırında büyük kalıpta 35 dakika küçük kek kalıplarında 30 dakika pişirelim. Fırından çıkardıktan 5 dakika sonra çay süzgüsüyle pudra şekeri serpelim.Afiyet olsun.





25 Eylül 2010 Cumartesi

Üzümlü Ekmek

Bu ekmek de çok değişik bir lezzet. Denedim ve çok beğenildi. Aslında  tatlı poğaça tadını anımsatıyor ama denenmesinde yarar var diyorum, beğeneceğinizi umuyorum. Kakuleyi baharatçıdan 4 liralık aldım. Küçük yeşil çekirdeğe benziyor. İçlerinde tohumlar var. Doğu ve Güney Anadoluda mırra kahvesinin içine atılıyormuş,  gaz söktürücü özelliği ve ekmeğe katıldığında bayatlatmama özelliği varmış.Tohumları havanda ezdim.

MALZEMESİ:
500 gram un
30 gram yaş maya
225 gram yumuşak margarin
2 çorba kaşığı toz şeker
1 kahve fincanı  ılık süt
1 adet rendelenmiş limon
1 çay bardağı sultaniye kuru üzüm
1 çay bardağı kuş üzümü
1 çay kaşığından az tuz
yarım çay kaşığı kakule
Üzeri için pudra şekeri


YAPILIŞI:
Bu hamuru mayalamak biraz değişik. Unu bir kaba koyup, ortasını havuz gibi açalım, toz şekeri ılık sütü ve mayayı ekleyip havuzun ortasını yanlardan aldığımız unlarla kapatıp 30 dakika ılık bir yerde mayalanmasını bekleyelim. Bu arada üzümleri ılık sütte bekletelim. 30 dakika tamamlanınca yumuşamış margarini, tuzu, kakuleyi, rende limonu ve süzülmüş üzümleri de ekleyip 5 dakika yoğuralım. Üzerini örterek 20 dakika bekletelim. Sonra 2 dakika yoğurup şekil vererek yada yağlanmış kalıba koyarak 15 dakika daha bekletelim ve önceden 220 derecede ısıtılmış fırında önce 15 dakika pişirelim. Fırının ısısını 200 dereceye getirelim. 30 dakika daha bu ısıda pişirelim. Fırından çıkarıp 5 dakika sonra çay süzgüsüyle pudra şekeri serpelim. Umarım benim kadar beğenirsiniz. 

Omlet Sufle


Elimde eski basım ama çok güzel  bir kitap var. Defalarca sayfalarını çevirip duruyorum ve heyecanlanıyorum.Ekrem Muhittin Eren' tarafından yazılmış, 5 Şubat 1974 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kız teknik öğretim okullarına tavsiye edilmesi uygun görülmüş. 18 yaşımdayken basılan bir kitap için heyecanlanmamak olası değil. Öyle değişik yemek reçeteleri var ki... Umarım hepsini denerim ve size resimleriyle birlikte iletirim.

MALZEMELER:
10 adet yumurta(sarıları ve akları ayrılmış)
20 gram margarin
20 gram un
200 gram süt
150 gram rende gravyer peyniri
1 çay kaşığı tuz
YAPILIŞI:
1- Bir tencereye; 20 gram margarini koyalım, eridikten sonra 20 gram unu ekleyip iki dakika kavuralım. Sütü de ekleyip muhallebi kıvamına gelinceye kadar karıştıralım, tuz ve rende gravyer peynirini ekleyelim, bir taşım kaynatıp ocaktan alalım.
2- Karışım ılındıktan sonra yumurta sarılarını tek tek ekleyerek mikserle çırpalım.
3- Başka bir kapta yumurta aklarını ve tuzu aklar köpük haline gelinceye kadar çırpalım, ve yumurta sarılarının olduğu karışıma tahta kaşık yardımıyla yedirelim.
4- Karışımı  22-24 cm çapında bir kalıba döküp,170 derece ısıtılmış fırında 25-30 dakika pişirelim ve sıcak olarak servis yapalım.
Bu tarifi yazdığımda fotoğraf çekilememişti. Bugün 3 Kasım Çarşamba günü tekrar uyguladım omlet sufle'yi. Gerçekten çok lezzetli. Gravyer peynirinin tadı ağır basmış gibi.
Aslında tavada pişirdiğimiz omletle bir iki farkı var. Un kavrulup sütle muhallebi gibi pişmesi. Yumurta akları ve sarılarının ayrı çırpılması. Ve gravyer peyniri eklenerek fırında pişmesi.Yine de mutlaka denemenizi öneriyorum.

Ekmek Yapımı

Bu gün ekmek yapıp tarifini size vermek istedim. Ekmek pişirme makinem yok ve ben elimde yoğurarak ekmek yapmayı seviyorum. Katkı maddesi kullanmadan herkesin yapabileceği bir tarif bu.

MALZEMELER:
100 gram söke tam buğday unu
300 gram elenmiş konya buğday unu
21 gram yaş pakmaya
2 çorba kaşığı çiçekyağ veya zeytinyağ
250 gr parmağın dayanacağı sıcaklıkta su
1 çay kaşığı tuz
1 yemek kaşığı un
Çörek otu veya susam
Üzeri için 2 çorba kaşığı süt

YAPILIŞI:
280 gram sıcağa yakın su+21 gram maya+1 yemek kaşığı un+1 çorba kaşığı toz şekeri cam bir kapta iyice karıştıralım. Üzerini kapakla örtüp sıcak bir yerde 10 dakika bekletelim(ben bu mevsimde balkonda güneşe, kışın da kaloriferin üstüne koyuyorum). Hamur yoğuracağımız kaba her iki unu koyalım, ortasını havuz gibi açıp tuz, sıvıyağ , mayalı suyu döküp yoğurmaya başlayalım(beş dakika). Bu verdiğim ölçüde su miktarı tam geliyor. Ama değişik un kullanıldığında belki biraz un veya su eklenebilir. Hamuru top haline getirip, üstünü naylon torbayla kapatıp güneşe koyalım, 25 dakika kabarmasını bekleyelim.(ben resimde görülen silikon kek kalıbında pişirdiğim için kalıpta kabartıyorum). 25 dakika dolunca üç dört dakika daha yoğurup, tekrar kalıba koyup üzerini bıçakla kare şeklinde keselim. 20 dakika daha üzerine naylon torba geçirip bekletelim. 15.nci dakikada fırını 220 derecede ısıtalım. İki çorba kaşığı oda sıcaklığındaki sütü üzerine serpip çörekotu atalım. Ekmeği fırına atmadan yan duvarlara 10-15 kez su püskürtelim. 10 dakika bu derecede pişirelim ve ısıyı 200 dereceye düşürelim. 25-30 dakika daha pişirelim.Fırından çıkan ekmeği pamuklu beze sarark tel ızgara üstünde soğutalım.



Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More