1 Ekim 2012 Pazartesi

Pekmezli Nişasta Helvası

Geçenlerde pişirdiğim pesude olarak da bilinen helvayı bugün pekmezli pişirdim. Bir damla bile şeker kullanmadım. Sözüm ona spor yapıyorum. Diyet uygulamaya çalışıyorum. Hepsi uydurma sanki. Ama aşkım tatlıyı çok seviyor. Evde yapmazsam, bu kez  "biskrem" satın alıyor. Şaka değil aşkım "biskrem" bağımlısı. Durum böyleyken bende beslenme piramidine uymamış oluyorum. Yani aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım. Sonunda bu işe çözüm buldum. Canım aşkım yaptığım tüm hamur işleri ve tatlıları arabada gezdiriyor. Ben de yememiş oluyorum. Bu helva hem çok kolay hem de geçmişim gibi. Anneannem çok yaparmış. Sadesini de pekmezlisini de....

29 Eylül 2012 Cumartesi

Revani

Bu revani tarifini Tuğrul Şavkay' ın kitabından almıştım. Vermiş olduğu reçeteleri uygularken onu rahmetle anıyorum. Tuğrul Bey' in reçetelerinden sırada bekleyen o kadar çok tatlı var ki! Kimi zaman hangisine öncelik vereceğimi şaşırıyorum. Revani tatlısı özene bezene verilmiş bir reçete. Önceden denendiği apaçık, yanıltmayan ölçüleri var. Ben yumurta miktarını ve artmasını istemediğim şerbet ölçüsünü azaltarak uyguladım. Tatlıcı revanisi kadar güzel olduğunu söyleyebilirim. MALZEMELER: 200 gram un 100 gram şeker 60 gram irmik 6 adet yumurta 150 gram tereyağı (eritilip soğutulmuş) 10 gram kabartma tozu 5 gram vanilya şekeri Şurubu: 600 gram...

27 Eylül 2012 Perşembe

Portakal Reçeli

Aslında bu reçel annemden gelen  klasik bir tat. Annem  portakal kabuklarını biriktiriyor. Reçel olacak miktarda olunca, düzgün bir biçimde boylamasına kesiyor. Sonra kabukları tek tek kıvırıyor. Yorgan iğnesi kullanarak, kıvırdığı her kabuğu ipe diziyor. Bu ipe dizilmiş portakal kabukları iki üç dizi olunca haşlanıp reçel oluyor. Çok güzel bir kış reçeli... Portakal kabuklarını biriktirmek zor geliyor ama, o buruk tat da çok hoşuma gidiyor. Ben bu reçelde portakalın içini de kullandım. Kabukları çok güzel değildi. Bu nedenle meyvenin kendisi daha çok, kabukları az oldu. Aslında reçelin şerbetini ocağa koyduktan sonra portakalların...

26 Temmuz 2012 Perşembe

Nişasta Helvası

İki yıl Ankara yazı yaşadıktan sonra... İzmir öyle sıcak ve bunaltıcı ki!"Hiç çekilmiyor"dediğimde hemşolarım kızıyor bana. Ama canımdan can çekiliyor sanki. Bu sıcağı yaşamak anlamsız geliyor. Parmağımı kıpardattığımda ter boşalıyor. Mutfaktaki  durumları hiç anlatmayayım... Buna karşın mutfak bir tutku. Denemek, öğrenmek, yanılmak vazgeçilmez şeyler. Bu gün çocukluğumda anneannemin yaptığı, annemin bile zar zor hatırladığı bir tatlı denedim. Üstelik çok başarılı oldu. Annemin deyişine göre rengi kahverengiye yakın oluyormuş. Şeker yerine pekmez kullanılmış olabilir diye düşünüyorum. Bir kez de pekmezle deneyeceğim. "PESUDE" tatlısı...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Kayısı Reçeli

Bloguma yazmayalı çok uzun zaman oldu. Ama annemin kayısı reçeli yazılmazsa olmaz. Güneşte reçel yapmak, galiba İzmir' lilere has bir şey. Annem yıllardır yaz mevsiminde bir taşım kaynattığı reçellerini üç (bazan dört gün) gün güneşte tutuyor. Üzerlerini tülbentle örtüyor. Sonuç cam gibi reçeller. Aslında pekmez de bazan kazanların içinde ve güneşte bekletilerek yapılıyor. "Teknik " buharlaşma yoluyla koyulaştırmak. İki kilo Malatya kayısısı ve 1600 gram toz şeker. Tartınız yoksa, her bir kiloluk şeker pakedinden bir su bardağı şeker çıkararak ölçüye ulaşırsınız. İki çay kaşığı limon tuzu yeterli. Malzeme bu kadarcık. Kayısıları yıkayıp...

Pages 381234 »
Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More