29 Aralık 2010 Çarşamba

Topan Ekmeklerim

Tarifini ve yapım aşamalarını Erez Komarowski' den alarak yaptığım üçüncü ekmeğim bu topan ekmekler. İyice alıştım yapım aşamalarına. İlkinde zorlanmıştım ve zahmetli gibi gelmişti. Ama bu üçüncü denemede kolay geldiğini gördüm. Çünkü ilk ekmeğin dışında  diğerlerini geceden yoğurdum. Sabah kalkınca hamuru kaloriferin üzerine alıyorum. 45 dakika oda ısısına gelirken ben de kahvaltımı ve sabah keyfimi yapabiliyorum. Dün akşam yoğurduğum ekmeğin ununu 750 gram kullandım. Böylece yarın ekmek yapmamış olacağım. Bu hamuru dörde böldüm. Ve her bezenin hamur çizme tekniklerini değişik yaptım. Dinlendirdiğim hamurları da üç dakika kadar yoğurdum....

Krem Şokola

Sevmediğimiz bir sütlü tatlı var mı acaba? diye düşünüyorum. İnanın ki yok. Bu kış gerçekten çok tatlı tükettik.  Canım dostum Aysun hanım blogtaki yemekler için "bunların hepsini siz mi yiyorsunuz?" diye sorduğunda epey gülmüştüm. Gerçekten biz yiyoruz. Kuzularımın arkadaşlarına az bir pay ayıralım, geri kalan tüketim bize ait. Burada en önemli etken benim mutfak aşkım. Hiç boş duramıyorum. Hobim olan mutfaktan yıllarca kazanç sağladım. Çok zor ve yorucu bir sektör olmasına rağmen yirmi yıl severek çalıştım. Şimdi mutfak işini ne kadar çok sevdiğimi daha iyi anlayabiliyorum. Mutfakta çalışmak beni hiç yormuyor. Uzmanlar boşuna sevdiğiniz...

28 Aralık 2010 Salı

Tam Tahıllı Ekmek

Bu ekmeğimin tarifi de Erez Komarowski' ye ait. Önceden yaptığım ekmeklerim de güzel oluyordu. Ama inanın ki son iki ekmeğim başka bir şey. Marketlerde satılan profesyonel ekmeklerden hiçbir farkı yok. Sabah kahvaltısında "bu köy ekmeğini fırından aldım" dersem kimse şaşırmaz. Üstelik fırının adını öğrenmek isterler. Çoğu zaman yaptığımız şeyleri otomatik olarak yaparız. Çok da güzel olurlar. Başarılı oluruz kısacası. Ama bu işi yaparken örneğin; "neden böyle, tuzu neden sonra veya önce attın"diye sorduklarında cevap veremeyiz. Neden güzel ve lezzetli yaptığımızı bile bilmeyiz. Erez Komarowski gibi yığınlarca şef, yemek tekniklerine adamışlar...

27 Aralık 2010 Pazartesi

Portakallı Turta

Bloguma ilk başladığımda limonlu turta ve çikolatalı turta yapıp tarifini yazmıştım. Ama blogum bir haftalıktı, çok acemiydim. Fotoğraf çekmeyi bırakın, fotoğraf makinesini kullanmayı bile bilmiyordum. Bu nedenle dün daha güzel fotoğraflar çekebilmek için  bu turtanın portakallı olanını yaptım. Umarım fotoğrafları ve tarifimi beğenirsiniz. Bu turta hamuru harika bir hamur. Çok başarılı. İstanbu Chef's Yemek Atölyesi' ndeki kursumda kurs sahibi Gülhan Kara ile birlikte yapmıştık. Elmalı pay ve limonlu turta hamurunu kendisi öğretmişti. İzmir' e döndükten sonra portakallı ve çikolatalısını geliştirdim. Limonlusu daha yaz lezzeti....

Hindili Ekşili Köfte

Daha önce hazırladığım hindi kıymalı köftelerimin yapılışını sizlerle paylaşmıştım. Üstelik bugünkü gibi zaman sorunu yaşadığımda nasıl işime yarıyorlar! Bugün misket köfte şekli verdiklerimden ekşili köfte yaptım. Kuzularım ekşili köfteyi çok seviyorlar. Pirinç, havuç ve patatesten karbonhidrat hindi kıymasından da protein ihtiyacımızı karşılıyoruz. Soğuk havalarda çok doyurucu bir çorba-yemek olduğunu düşünüyorum. MALZEMELER: 1800 gram su 35 adet hindi kıymalı misket köfte 45 gram pirinç 30 gram tereyağı 200 gram patates (iki orta boy) 280 gram havuç (üç adet) 2 çorba kaşığı un 2 yumurta sarısı 1 adet limon suyu10 gram tuz 1 çay kaşığı...

26 Aralık 2010 Pazar

Tam Buğday Unlu Havuçlu Kek

Havuçlu keki daha önceden de yapmış ve sizlerle paylaşmıştım. Ama o kekin hamuruna kuru erik ve kuru üzüm eklemiştim. Bugün yaptığım ise klasik havuçlu kek.  Kekin hamurunda havuç, ceviz ve birbirlerine çok yakıştığını düşündüğüm tarçın, taze zencefil, muskat rendesi var. Üstelik un olarak tam buğday unu kullandım. Yapımı çok kolay üstelik çok lezzetli bir kek olduğunu düşünüyorum. Ölçüleri gram dışında vermekten hiç hoşlanmıyorum. Ama mutfak tartımın pili uygunsuz bir zamanda bittiği için malzeme ölçülerini bardakla vereceğim. Çok çeşitli su bardağı olduğu için yüksekliğini ve üst genişliğini ölçmek zorunda kaldım. Bardağın yüksekliği...

Mayalı Karaköy Poğaçası

Karaköy poğaçası  uzun zamandır yapmak istediğim bir poğaça. Bu ikinci denemem. İlk denemede sıvıyağ ve yaş maya kullanmıştım. Çok başarılı olduğunu söyleyemem. Çok kabarmamıştı. Poğaçayı beğenmediğim için sizlerle paylaşmamıştım. Ama son bir haftadır ekmek yapımına epeyce zaman ayırdım. Çok değişik makaleler okudum ekmek ve mayalar hakkında. Yıllarca kullandığım ekmek ölçümü bile değiştirmeme neden oldu okuduklarım. Önce yaş mayadan kuru mayaya geçiş yaptım. Daha sonra maya gramajını yarı yarıya indirdim. Mayalama zamanını uzattım. Ve harika ekmekler yapmaya başladım. Karaköy poğaçası da mayalı olduğu için son yaptığım ekmeklerin tekniğini...

25 Aralık 2010 Cumartesi

Beze

Geçen gün yaptığım sütlaç için beş adet yumurta sarısı kullanmıştım. Aklarını da buz dolabına kaldırmıştım. Bugün de beze yapmak için pastacı com. un değişik beze tarifini denemek istedim. Çünkü genelde aynı biçimde yapılan bezeden farklı bir tarifi var. Ben bugüne kadar yumurta aklarını kar gibi oluncaya dek çırpardım. Daha sonra azar azar şekeri ekleyerek çırpmaya devam ederdim. Bu tarif yazdığım gibi daha değişik. Yumurta akları, toz şeker ve bir çimdik tuz çelik bir tencereye koyuluyor. Ocağa alıp kısık ateşte 7 dakika mikserle çırpılıyor. Daha sonra ateşten alınıyor. 15 dakika daha çırpmaya devam ediliyor. Sakız gibi bir kıvama geliyor...

Yeni Ekmeğim

Günlerdir ekmek yapımı hakkında makaleler okuyorum, ekmek yapım teknikleriyle ilgileniyorum. Okumaya zaman ayırdıkça daha güzel teknikler buluyorum ve deniyorum. Örneğin, yaklaşık on gündür maya miktarını yarı yarıya azaltarak uzun zamanda mayalamayı tercih ederek ekmeğime artı katmıştım. Dün ekmek uzmanı olan ünlü şef İsrail' li Erez Komarowski' nin ekmek yapımı ile ilgili makalelerini okudum. Ve onun tariflediği şekilde ekmek yaptım. Benim önceden yaptığım ekmeklerden  daha uzun sürede oluyor. Sıralama tekniği değişik. Unla tuz değişik zamanlarda karıştırılıyor. Şeker, maya ve su ile ön mayalama yapılmıyor vb. En iyisi malzemeleri...

24 Aralık 2010 Cuma

Hindi Bonfileli Makarna

Bugün çok güzel bir blogla tanıştım. Benim gibi asosyal, etyemez, meken gezmez,nerede ne yenir merakı az olan,  tüm bunları sanal ortamda öğrenmeye çalışan bir aşçıya, gittiği yerleri ben gitmiş gibi hissettiren bir blog. Ankara'ya geleli dört ay olmasına karşın, bugün dört saatte bu blogla birlikte gezerek popüler ve gidilesi mekanları öğrendim diyebilirim. Blogun adı D'ecalage Horaire... Ellerinize sağlık Damla. Yine bugün bu blogda değişik bir et marineye rastladım. Ama ben hindi etine uyguladım. İçindeki nişastadan dolayı sakız gibi oldu. Çok katı kuralları olmayan bir vejetaryen olarak görüyorum kendimi. Mesleğim gereği mutlaka yemem...

Pages 381234 »
Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More